
Fotoğrafa bakarken geçmiş gözümüzde canlandı… Yunuseli Havaalanı’ndan önce THY ve Sönmez Hava Yolları ile İstanbul’a uçulan yılları anımsadık.
80’li yıllarda Bursa Valisi olan Zekai Gümüşdiş’in büyük uçakların inebilmesi için havaalanının güneybatısındaki tepeyi kamu araçlarıyla kaldırdığı günler aklımıza geldi.
Ardından…
90’lı yıllarda dönemin Devlet Bakanı olarak hükümetin iki numaralı adamı pozisyonunda olan Cavit Çağlar’ın çabasıyla havaalanı ışıklandırılıp gece uçuşlarına açıldı.
Çağlar büyük uçakların inebilmesi için pisti mevcut yolun ve derenin üzerinden uzatmak da istemişti, ama “Tarlalara uçak inmesin” kampanyası başlatılınca vazgeçti. Ne var ki, o tarlalar şimdi konutlarla dolu.
Zaten…
Yunuseli Havaalanı arazisini kritik hale getiren de bu. Çevresinde müthiş bir yapılaşma ortaya çıktı.
Örneğin…
Timsah Arena’nın karşısından, dere boyu yol kenarı yüksek yapılaşmaya açıldı. Bir zamanlar iki kattan yükseğine izin verilmeyen Soğukkuyu, Hürriyet, Adalet, İstiklal mahallelerindeki yapılaşma havaalanını sardı.
Yunuseli’nde yepyeni bir kent oluştu.
İşte…
Tüm bunların ortasında çöldeki vaha gibi kalan Yunuseli Havaalanı 134 hektarlık alanıyla kentin en değerli arazisi haline geldi.
Bir anda…
Cazibe merkezi olan ve havaalanı kullanılmadığı, hatta kullanılmayacağı için de ilginin arttığı arazide Milli Savunma Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi’nin payları var.
Tartışmalar da işte tam bu noktada yoğunlaşıyor: O arazi ne olacak?
Tartışmalarda…
Kimi konutlaşmaya, kimi halkın yararlanmasına açılmasını istiyor. Geçen yıl Doğanbey konutlarının taşınması konuşulduğu için uydukent bile yakıştırılıyor.
Oysa…
Yapılaşmanın böylesine yoğun olduğu bir bölgede, daha fazla konutlaşma yalnızca o çevrenin değil, tüm Bursa’nın sorunu haline dönüşebilir.
Çünkü…
Bursa’da başka da böyle boş arazi yok. Atılacak adımdan geri dönüş olmayacağı için de, kentin ortak kararıyla bir sonuca varmak gerekiyor. Hele uydukentin oraya hiç uymayacağı da ortada.