

İlk izlenimi… 4 Ağustos’ta otoyol açılışında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında edindik ve “Siyaset sürprizi sever, yakında seçim olacakmış gibi bir hava var” başlığıyla bu sayfalarda aktardık.
Sonrasında…
Cumhurbaşkanı Erdoğan gittiği her yerdeki konuşmalarında “sandığa gömün” çağrısı yaptı, “cevabın sandıkta verilmesini” istedi.
Oysa…
Resmi sürece göre 2023’e kadar seçim yok. Bu da hazırlık aşamasındaki siyasi oluşumlar kendini bulamadan seçime gidileceği algısını güçlendirdi.
Buna karşılık…
Yeni bir seçim için teşkilatta kan değişimi kaçınılmaz bir olgu.
Nitekim…
AK Parti’nin kongrelerini bu kez 3 yılı beklemeden yapma eğilimi de bu süreçte ortaya çıktı. Hatta ilk taslaklarda hızlı kongre süreci beklentisi doğdu.
Erdoğan da kongre takviminin 7 Ekim’de başlayacağını açıklayınca gözler AK Parti’nin kendini yenileme sürecine çevrildi.
Bu kez de…
Ortaya yeni siyasi oluşumlara karşı izlenecek strateji beklentisi çıktı. O yeni stratejinin ipucunu da, geçen hafta AK Parti İl Başkanları toplantısındaki konuşmasında “kimsenin sistem dışı bırakılmayacağını” söyleyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi.
Şimdi…
Yeni sürecin nasıl planlanacağı konuşuluyor, tartışılıyor.
Cumartesi akşamı…
Gözümüz televizyonda Voleybol Kadın Milli Takımı maçındayken, kulağımız telefonda Ankara’daki dostumuzla konuştuk.
Siyaseti iyi yorumlayan dostumuz, Ankara’da konuşulanları şöyle özetledi:
“Yeni siyasi oluşumlara Cumhurbaşkanı ilk hamlesini partinin eskilerine çeşitli görevler vererek yaptı. İkincide ayrılanların yok olduğunu uyardı.”
Sonra da…
“Şimdi sıra üçüncü hamlede” dedi ve şunu söyledi:
“Cumhurbaşkanı kolay bırakan biri değil. Siyasi zekası, hareket ve strateji kabiliyeti yüksek. Siyaseti planlıyor ve hedeflediği sonucu da kurguluyor.”
Şunu anımsattı:
“7 Haziran 2015 seçiminin 1 Kasım 2015’te yenilenmesinde bunu gördük. Onun için, ne planladığını beklemek gerekiyor. Erken seçim seçeneği de bir hamle olabilir.”