
Günlerdir… Televizyonlarda iktidarın yani AK Parti’nin başlattığı Cumhurbaşkanlığı Hükumet Modeli’nde revizyon tartışmaları yapılıyor.
Hatta…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Genel Başkanlığı’nı bırakma olasılığı konuşuluyor.
Aslında…
Siyasi partilerin dış etken olmaksızın yenilenme süreçleri başlatmaları önemli.
Nitekim…
İktidar kanadındaki revizyon tartışmalarıyla eş zamanlı olarak muhalefet partisi CHP de bir çalışma başlattı.
Nitekim…
Elimize, Parti Reformu başlığıyla hazırlanan bir rapor ulaştı.
Prof. Dr. Sencer Ayata’nın hazırladığı raporun “Parti Reformu: Kapsayıcı Değişim” başlıklı bölümünde, genellikle kurultay ve seçim önceleriyle sonralarında gündeme gelen tüzük değişikliği isteklerinin aday belirleme, görevden alma, üye kaydı gibi konularla sınırlı kaldığına dikkat çekiliyor.
Daha az tartışma konusu olan programların da genellikle parti içi tartışmalarda karşı iddiaya yönelik uyarı gibi işlediği anlatılıyor.
Yanı sıra…
Başkanlık Sistemi’ne geçişle birlikte “anayasal, yasal ve idari düzenin köklü değişikliklere uğradığı” vurgulanıp şu uyarı yapılıyor:
“CHP’nin başkanlık sisteminin getirdiği siyasi koşullarla ekonomide, toplumda ve kültürde meydana gelen değişiklikleri göz önünde bulundurarak; partinin yapısını nasıl güçlendireceği konusunda yeni ve geniş kapsamlı bir yol haritası çizmesi gerekir.”
Raporun Parti Modeli başlıklı bölümündeyse önce şu tespit yapılıyor:
“Partimizde genellikle, parti modelimizin zaten belli olduğu (ya da öyle olması gerektiği) varsayılır. Bu varsayıma göre partimiz, ideolojik ve sınıf temelli kitle partisidir.”
Dikkat çekilen şu:
“Oysa konunun üzerinde biraz düşündüğümüzde görürüz ki, CHP siyasi yaklaşımı itibariyle belli toplumsal gruplara değil, toplumun her kesimine seslenmeye çalışan ‘herkes için’ partisine dönüşmüştür.”
Bir de gözlem paylaşılıyor:
“Bazı davranış özellikleri itibariyle CHP’yi politikacılara, belediye başkanlarına ve uzmanlara dayalı bir ‘lider odaklı profesyoneller’ partisi olarak görmek de mümkün.”