

Dinlerken… Gözümüzün önünde, tanıklık ettiğimiz siyasi geçmişi canlandı. Yıldırım, ailesinin yaşadığı yerdi, ama askerden döndükten sonra siyasete adım attığı yer de oldu.
1994 yerel seçiminde Refah Partisi Yıldırım Belediye Başkan Adayı olarak sandık yarışına girdi. Fırtına gibi seçim kampanyası geçirdi, seçimin de favorisi haline geldi.
Hatta…
27 Mart 1994 gecesi oy sayımı devam ederken, Yıldırım İlçe Seçim Kurulu bahçesinde bulunanlar Yıldırım Belediye Başkanı olarak Faruk Çelik’i kutladılar. Sabah sonuçlar kesinleştiğinde ANAP Adayı Cüneyt Karlık’ın kazandığı görüldü.
İşte…
Gözümüzde canlanan bu anılarla Faruk Çelik’i dinledik.
Milletvekilliği, SP Genel Başkan Yardımcılığı, AK Parti’de önce Grup Başkanvekilliği, sonra 3 ayrı bakanlık görevleriyle deneyimli ve birikimli bir siyasetçi profiliyle; Cumhur İttifakı adına AK Parti Yıldırım Adayı Oktay Yılmaz’ın çağrısı Sensiz Olmaz sloganı önünde konuştu.
Konuşması kısaydı, ama siyasi gözlemlerine dayalı uyarıları dikkat çekiciydi.
Dedi ki
“Türkiye zor bir coğrafyada. Komşularımız Almanya, Belçika, İngiltere değil. Bizim komşularımız Suriye, İran, Irak, Yunanistan. Problemlerin tam içindeyiz.”
Şunu vurguladı:
“Fakat bu coğrafyadakiler bizden buradaki dik duruşu, sağlıklı yürüyüşümüzü bekliyorlar. Buradaki en ufak çürümenin neye mal olacağı, yalnızca 80 milyon için değil, büyük coğrafya için de önemli.”
İlk uyarısı şu:
“Yıldırım Belediye Başkanı’nın, İl Başkanı’nın, Büyükşehir Belediye Başkanı’nın, Bakan’ın noksanını konuşma durumunda değiliz.”
İkinci uyarısı şu:
“Uzağı görenler tuzağı görürler. Uzağı göremeyenler tuzağı da göremezler. Biz uzağı görmek zorundayız.”
Ardından…
“Üzerimize düşeni yapma bilinciyle davranmalıyız” dedi ve bir uyarıda daha bulundu:
“Seçime kısa zaman kaldı. Birilerini konuşmaya gerek yok, bu millet zaten herkesi biliyor. Kalan sürede her birimize düşen neyse, yerine getirelim.”