Siyasetin açmazı… Çok adaylı kongrelerin rekabete dayalı canlılığı güzel, uzlaşılmış kongreler ise nitelikli kadro oluşmasını sağlıyor

AK PARTİ İL BAŞKANI AYHAN SALMAN 1
AK PARTİ İL BAŞKANI AYHAN SALMAN 1

AK PARTİ İL BAŞKANI AYHAN SALMAN
Yıllardır… İzlediğimiz siyasette gördüğümüz şu: Her partide iç rekabet dışa yönelik siyasi mücadeleden daha heyecanlı oluyor, çok adaylı kongrelerde kıran kırana siyasi rekabet yaşanıyor.
Bunlar…
Siyasetin izleyici tarafı için dikkat çeken hareketler.
Biz gazeteciler de, doğal olarak rekabetin yüksek olduğu çok adaylı kongreleri daha farklı izliyoruz, adaylar arası seçim yarışına daha çok ilgi gösteriyoruz.
Ne var ki…
İzlemesi güzel olmasına, siyaset yapanların keyif almasına karşın çok adaylı kongrelerin zaafı da var:
Listeler çoğaldıkça ihtiyaç duyulduğu için yönetimde yer alması istenen kişiler farklı listelere dağılıyorlar ve kadro oluşumunda sıkıntı ortaya çıkıyor.
Bu izlenimi…
Olay Televizyonu’nda konuk ettiğimizde AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman’a da aktardık. O da problemin adını koyarak şunu söyledi:
“Siyasi yarışa elbette kimse bir şey söyleyemez. Fakat bu yarışlar nitelikli kadroların bir araya gelmesini ve güçlü yönetim oluşmasını engelliyor.”
Yerden göğe kadar haklı.
Çünkü…
Partinin hacmi ne olursa olsun teşkilat/örgüt çalışmaları belli isimlerin üstünde yürüyor ve onlar da farklı liste ya da gruplara dağılınca işleyiş aksıyor.
Bununla birlikte…
Salman’ın konunun tek aday boyutuna itirazı var. “Bizim yaptığımız, tek adaya indirme değil” dedi ve işleyişi anımsattı:
“Önce teşkilatta temayül yapıyoruz. Adı geçen ya da aday olmak isteyenlerle mutlaka tek tek görüşülüyor. Ayrıca o ilçedeki ya da ildeki sivil toplum kuruluşları, kamuoyunun kanaat önderleriyle görüşüyoruz.”
Şunu da ekledi:
“Bütün bunların ardından teşkilat içinde genel bir değerlendirme sonrası potansiyel adaylarla mülakat yapıyoruz.”
Şu noktaya açıklık getirdi:
“Aday sayısı 3’e 4’e inince isimleri geçenleri Genel Merkez’e götürüyoruz. Eğitim seviyeleri, geçmiş siyasi duruşları, iş hayatlarıyla ilgili durumları orada değerlendiriliyor.”
Bakışı şu:
“Seçilen adaylar elbette eleştirilebilir, ama o kadar çok farklı noktada o kadar farklı insan ve kurumla istişare yapılıyor ki ‘Ben yaptım oldu’ felsefesi denemez. Bunun için yapılan seçimin doğruluğu kabul ediliyor.”