

1999 yılıydı… Dönemin siyasetçilerinin, özellikle de ANAP İl Başkanı olduğu süreçte siyasi gücünü Ankara’ya kabul ettiren rahmetli Mehmet Gedik’in çabaları sonucu Bursa Çevre Yolu yapımı İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu kapsamında ihaleye çıkarılmıştı.
Ortada otoyol yoktu ve inanan da yoktu, ama Bursa Çevre Yolu için ödenek çıkmayacağını gören Gedik, dönemin Başbakanı olan Mesut Yılmaz’ı ikna etmiş ve olmayan otoyolun Bursa geçişi için ihale yaptırmıştı.
İhale sonrası…
Karayolları Genel Müdürlüğü ve yapımcı firma temsilcileri ÇED kapsamında Demirtaş’ta halkı bilgilendirme toplantısı yaptılar.
O toplantıda…
Eğitim Fakültesi Dekanı olarak Prof. Dr. Ulviye Özer’in sözleri hala kulaklarımızda çınlıyor:
“Bu yola kimse karşı değil, hepimiz destekliyoruz. Fakat ovanın en verimli topraklarından geçiyor. Gelin yolu yüzeyde yapmak yerine, Avrupa’daki gibi viyadükler üstüne yapalım, üstten araçlar geçerken aşağıda topraklar ekilsin.”
Herkes heyecanlandı, ama Karayolları temsilcileri “bütçenin yetmeyeceğini” söylediler. Ulviye Hoca’nın önerisi de bütçe maliyetine kurban gitti.
Hafta içinde Hürriyet Gazetesi’nde Ahmet Hakan’ın köşesinde ormandan viyadükle geçen otoyol fotoğrafı ve “Bizde neden olmuyor?” yazısını görünce aklımıza bunlar geldi.
Ne yazık ki…
Maliyet hesaplarını yanlış yapıyoruz. Toprağın ve doğanın değil, betonun ve asfaltın maliyetini önemsiyoruz.