Avrupa Konseyi, ikinci lige düşürdüğü Türkiye’den ne istiyor, asıl hedefte ne var?

Aslında… Hiç beklenmeyen bir karar değil, o bakımdan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Türkiye’yi siyasi denetim altına alma kararı kimse için sürpriz olmadı.
Dahası…
Bugünkü Dışişleri Bakanı olan Mevlüt Çavuşoğlu’nun bir dönem başkanlığını yaptığı, Türkiye’nin kurucuları arasında yer aldığı ve her dönem temsil edildiği AKPM’nin kararının anlamı da net:
Türkiye’yi demokraside ikinci lige düşürdüler.
Bunun da bir tek anlamı var:
Avrupa, kurumları ve kurullarıyla Türkiye’de siyasi operasyon yapıyor.
Anladığımız ise şu:
Bu kararın ardında Avrupa’nın asıl hedefi olarak Recep Tayyip Erdoğan’sız bir Türkiye arzusu yatıyor.
Nitekim…
Yakın geçmişte birtakım olaylar ve girişimlerle hissedilen, referandum öncesi süreçte de Batı müdahalesi olarak gündeme yansıyan Türkiye üzerine beklentiler dünden itibaren başka bir tonda seslendirilmeye başlandı.
Kaldı ki…
Kararın siyasi operasyon olarak algılanması da nedensiz değil. Örneğin, Türkiye’de referandumun Olağanüstü Hal ortamında gerçekleşmesini gerekçeler arasında sayanlar Avrupa ülkelerinde OHAL sürecinde seçim yapıldığını bilmiyor olabilirler mi?
Kısacası…
Batı’nın Türkiye’ye karşı tutumu Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin kararıyla yeni bir boyuta ulaştı. Bu tür adımların tek başına atılmadığı, siyasi kararların ekonomik kararlarla birbirine bağlandığı anımsanırsa, önümüzdeki sorunun vahameti daha iyi anlaşılabilir.
Gerçi…
Son yıllarda sıkıntılı süreçler hiç bitmemişti, ama bu kez daha sıkıntılı bir dönemin yaklaşmakta olduğu, bunu da ekonomiye ilişkin adımların izleyebileceği anlaşılıyor.