Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktığı Güneydoğu Afrika gezisi sırasında TBMM’de kabul edilen anayasa değişikliğini hemen onaylayacağını açıkladı. Başbakan Binali Yıldırım da, referandum tarihini önümüzdeki hafta YSK’nın duyuracağını söyledi.
Böylece…
Referanduma yönelik bürokratik adımlar geçilirken, gözler de AK Parti’ye çevrildi. Çünkü, iktidar partisinin referandumda nasıl bir stratejiyle hangi siyasi argümanları meydanlara taşıyıp kullanacağı merak ediliyor.
Biz de…
Bu soruyu AK Parti Genel Merkezi Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Ayşe Mehtap Ekinci’ye sorduk.
Söze…
1923 anayasasından bu yana 2 askeri darbe, 3 muhtıra ve 15 Temmuz dahil olmak üzere 5 de darbe ve ayaklanma girişimi yaşandığını, demokrasimizin bu yılla hep kesintiye uğratıldığını anımsatarak başladı.
“TBMM’deki anayasa değişikliğiyle idari ve siyasi yapına köklü değişimler içeren, milli iradeyi önceleyen yapının öne çıktığını” belirtip çarpıcı bir tespit yaptı:
“Dünyada güçlü yönetimlerin ve liderlerin ön plana çıktığı tarihsel bir dönemeçten geçiyoruz.”
Şöyle devam etti:
“Her yasal değişiklik, kendi döneminin sosyo-politik koşullarının doğal sonucu olarak şekillenir. Yapılan değişiklik, hem tarihsel mirasımıza hem de bugünkü konjonktürel yapımıza uygun olan bir sistem değişikliği.”
Değişikliğin önemini şöyle açıkladı:
“Seçimle gelenler atanmışlardan daha güçlü bir pozisyona kavuşuyorlar. Bürokratik jakobanizm tarafından projelendirilen toplumsal mühendisliğin bittiği yeni bir Türkiye şekilleniyor.”
Şöyle devam etti:
“Devletle millet arasında kopan tarihsel bağ yeniden kuruluyor, devlet-millet bütünleşmesi sağlanıyor.”
Yine…
Kampanya sırasında öne çıkacak çarpıcı bir değerlendirme yaptı:
“İdari vesayet kurumlarının tarihe karışması, millet tercihlerinin önceliği anlamına geliyor. Bu da ülkemizde demokrasinin kök salması için büyük bir kazanım.”
Neler olabileceğini de yorumladı:
“Cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetimde hızlı karar alma, istikrara dayalı büyüme, siyasi istikrar ve kurumsal kapasitenin gelişmesi sağlanacak.”
Beklentisi şu:
“Yasamanın yürütmeden ayrılması, her kuvvetin kendi alanında uzmanlaşmasını sağladığı gibi demokrasinin kurumsallaşmasını getirecek.”
Şunu da ekledi:
“Yönetenle yönetilen arasında belirsizlik vardı, denetim mekanizması zayıftı. Bu düzenlemeyle kimin nasıl yöneteceği belli olacak.”
