MHP pazar günü Ankara’da yaşananları tartışıyor… Bahçeli’nin istediği oldu, ama hepsi birden kaybetti

Ankara’dan pazar günü yansıyanlar siyaset adına daha da kaygı verici bir noktaya gelindiğini gösteriyor. İzlerken “Keşke Yargıtay kararını verebilmiş olsaydı da bunca insan yollara dökülmeseydi ve polisle karşı karşıya gelmeseydi” diye düşündük.
Fakat…
Şöyle bir durumu da gözardı etmemek gerekiyor:
Tamam, Yargıtay beklenen süreçte kararını veremedi ve biraz da soğutma amaçlı yol izledi, ama bu kadar insanı bir pazar sabahı Ankara’da yollara dökmek de gerekmezdi.
Çünkü…
Daha cuma akşamı bu kurultayın yapılamayacağı anlaşıldı. İstediğini yaptırma yolu nedeniyle tartışılır hale gelen MHP liderine karşı, aday olarak birlikte hareket edenler mağdur konumuna düşmüşken, siyasi duruş sergilemek adına anlamsız bir salon zorlaması ile kamuoyu önüne çıktılar.
Polis barikatı önünde hazirun listesini imzalayan delege sayısının 800’ü bulduğu söyleniyor. Açıkçası, böyle bir ortamda imza toplanması çok sağlıklı olacağa benzemiyor.
Kaldı ki…
Yürüyenler salona girmiş olsalar bile kurultayı olabilmesini sağlayacak yasal düzenleme yoktu. Böyle bir durumda “kurultay yaptık” diyebilmek de mümkün değil.
O bakımdan…
MHP gibi ideolojik partilerde bu tür zorlamalar hem oy vermesi beklenen dışarıdaki seçmene umutsuzluk olarak yansır, hem de kırılgan sertliği nedeniyle hesapta olmayan başka sonuçların önünü açar.
Kısacası…
Pazar günkü tablonun ortaya çıkmasında Bahçeli’nin istediği olsa bile, başta Bahçeli olmak üzere adayların tümünü de kapsayan ağır bir siyasi hasar gözler önüne serildi.
Zaten toplum olarak gergin günler yaşıyoruz, bu görüntüler siyaseten hoş olmadı. Galiba hepsi birden kaybetti.