Zekeriya Birkan siyasetin yol haritasını açıkladı: Yeni Türkiye’nin anahtarı başkanlık sistemi

AK PARTİ BURSA MİLLETVEKİLİ ZEKERİYA BİRKAN
AK PARTİ BURSA MİLLETVEKİLİ ZEKERİYA BİRKAN

Gerçi… 1995’ten bu yana farklı dönemlerde Meclis gündemine anayasa değişikliği paketleri geldi ve yürürlükteki anayasanın 1982’de kabulünden bu yana büyük bölümü değişti.
Fakat…
Şöyle bir gerçek de var: Anayasalar bütün olarak yalnızca ihtilal dönemlerinde yazıldı. O nedenle anayasanın bütünlüğü ile demokratik süreçlerin uyumunda sorunlar ortaya çıkıyor.
Bu dönem…
Türkiye sivil anayasa için harekete geçti. TBMM’de tüm partilerin katılımıyla bir uzlaşma komisyonu oluşturuldu, ama daha ilk toplantıda masa dağıldığı için sonuca ulaşamadı.
Bunun üzerine…
AK Parti kendi anayasasını hazırlamaya başladı. Ankara’dan gelen haberlere göre o hazırlık tamamlanmak üzere. Yani, önümüzdeki günlerde yeni anayasa ve temeli başkanlık sistemi olan yeni yönetim modeli tartışılmaya başlanacak.
Bu süreci…
AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM’de hem Anayasa Komisyonu hem de KİT Komisyonu üyesi olan Zekeriya Birkan’a sorduk.
Net bir gerekçe ortaya koydu:
“Türkiye’nin baskıcı, antidemokratik ve içine sığamadığı elbise gibi olan bu anayasa ile ileriye gidebilmesi mümkün değil.”
Şunun altını çizdi:
“İstediğiniz kadar demokratik yasalar yapın. Fakat üstte çatı konumunda olan anayasanız antidemokratik olunca, demokratik yasalar yürümüyor.”
Şunu vurguladı:
“Türkiye’nin yeni bir sisteme ihtiyacı. Yeni Türkiye’nin anahtarı da başkanlık sistemi.”
Şunu da ekledi:
“Türkiye yıllardır hep vesayetleri konuşuyor. Askeri vesayetin de, bürokratik vesayetin de panzehiri başkanlık sistemi.”
Ardından…
Yeni anayasanın temel hak ve hürriyetler maddelerinde partilerin anlaştığını anımsatıp “İki noktada sıkıntı var” dedi ve şunu söyledi:
“Vesayetin olduğu koalisyon dönemlerinde askerler, yargıçlar, yüksek kurullar, hatta TÜSİAD gibi güç merkezleri siyasete daha çok müdahale ederler. Ülkenin yönetilemez olduğu dönemlerde ekonomik ve siyasal krizlerin yaşandığını da hep gördük.”
Bu noktada…
28 Şubat sürecinin tesadüf olmadığı vurgusunu yaptı ve koalisyon süreçlerini, “padişah öldükten sonra çocuk padişahı anasının, lalasının, Kösem’in, Hürrem’in yönetmesi gibi” kargaşalı ortamlarla örnekledi.
Ardından…
“Türkiye’nin artık koalisyonlarla bir yere gitmesi mümkün değil” görüşünü tekrarlayıp “Başkanlık sistemine bir an önce geçilmesi lazım” dedi.
Düşüncesi şu:
“Birileri artık vesayet yoluyla koalisyondaki partilere müdahale ederek ülkeyi yönetemeyecek. Halk ne diyorsa o olacak.”