
Gerçi… İlk sorulduğunda karşı olduğumuzu anlatmaya çalışsak da, eleştirel yaklaşsak da şu bir gerçek ki siyaseti seven bir toplumuz. Siyasetin kulis adı altında dedikodu yanıyla biraz daha fazla ilgilendiğimiz de bir başka gerçek.
Hele…
Siyasetçiye yönelik düşüncelerde acımasız bile olabiliyoruz. Eleştiri ya da suçlamaları toplumsal değer çerçevesine taşımaktan da pek geri durmuyoruz.
Bu da…
Hem siyaset kurumunu, hem siyasetçiyi hırpalayıp zayıflatıyor.
Ne yazık ki…
Kimi siyasetçiler de tartışma ve suçlamaları haklı kılabilecek davranışları sergilemekten hiç çekinmiyorlar.
İşte…
TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan “Siyasi Etik Kanun Teklifi” ile bu olumsuz algı ve kötü tablo görüntüsünü gidermeye yönelik önemli bir adım atılıyor.
Yasa ile neyin hedeflendiğini TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi olan AK Parti Bursa Milletvekili İsmail Aydın’a sorduk.
“Bu yasa ile öncelikle milletvekillerinin etik değerlere saygılı olmaları ve buna göre davranmaları hedefleniyor” dedi ve şu bilgiyi verdi:
“Her partinin yönetimi dışında disiplin kurulu var. Milletvekilleri için de TBMM Grup Disiplin Kurulu var. Bu yasayla partiler TBMM Grubu içinde bir de Etik Kurulu oluşturacaklar. Bu zorunlu hale geliyor.”
Verdiği bilgiye göre…
Her partinin kendi milletvekillerine yönelik yapacakları etik işlemler aynı zamanda seçilmişlerin denetimi olacak.
Böyle bir uygulamanın şu an yalnızca Baltık ülkelerinden birinde olduğunu vurgulayan Aydın, başka ülkelerde olmamakla birlikte bazı etik önlemler alındığını söyledi ve şu örneği verdi:
“Örneğin Amerika’da senatörler ya da Temsilciler Meclisi üyelerinin alabilecekleri hediyenin değeri 50 Dolar’ı aşamıyor. Bu yasayla Türkiye’de de benzer bir sınır gelecek.”
Sonra da…
“Devlet yönetiminde Hazreti Ömer uygulaması örneği vardır” dedi ve yasa ile ortaya konmak istenen asıl hedefi açıkladı:
“Hazreti Ömer devlet işleri için çalışırken devletin mumunu yakarmış. Devlet işi bitip kendi işi için çalışmaya başladığındaysa o mumu söndürüp kendi mumunu yakarmış. İşte biz de bunu sağlayacağız.”
