
Hedef belli… Ama herkes arka planı merak ediyor: Reyhanlı’da, Suruç’ta, Ankara Garı’nda, Sultanahmet’te ve son olarak Ankara’daki devlet mahallesinde patlayan bombaların arkasında kim var?
Biz de…
Akademisyen, sosyolog, araştırmacı, diplomasi yazarı olarak sorunlara kafa yorun Başbakanlık Başdanışmanı Dr. Gürsel Dönmez’i arayıp sorduk.
Önce…
31 Ağustos 2015 günü yer verdiğimiz “yedi düvelle savaşıyoruz” sözünün geçerliliğini koruduğunu söyledi. 26 Temmuz 2015 günü aktardığımız tavla tahtasında satranç yorumuna da ek yaptı:
“Cıvalı zarla oynayanlar var. Hileli olduğu için zarlar aynı düşüyor.”
Sonra da…
“Ortadoğu’yu anlamak için en az çeyrek asır geriye gitmek gerekiyor” deyip şunu söyledi:
“1989’da Demirperde, peşinden Berlin Duvarı yıkıldı. Üstelik Berlin Duvarı önce Balkanlar’daki Müslümanların, sonra Afganistan ve Irak’ın üstüne yıkıldı. Bölgemizde sivil insanların üstüne yıkılmaya devam ediyor.”
Bunların anlamını açıkladı:
“1993’te Huntington’un meşhur Medeniyetler Çatışması kehanetinde bulunduğu makale yayınlandı. Maalesef bu bir teori değilmiş.”
Bir vurgu daha yaptı:
“1990’da Dublin’de yapılan NATO Zirvesi’nde dönemin İngiliz Başbakanı Margaret Thatcher ‘Soğuk savaş bitti, bundan sonraki düşman İslam’dır’ şeklinde bir cümle sarf etti.”
Şunları anımsattı:
“Peşinden Birinci Körfez Savaşı başladı, Balkanlar’da soykırımı gördük, Afganistan’ın trajedisi de hiç bitmedi. 2001’de İkiz Kuleler’e saldırı olunca Amerika bir kez daha Afganistan’a yüklendi. 2003’te Irak işgali başladı.”
Şu da önemli:
“20. Yüzyıl biterken üst düzey strateji konuşan odakların birinci gündem maddesi yeni dünya düzeniydi. Yani iki kutuplu dünyadan tek kutuplu dünyaya geçişi öngörüyorlardı.”
Bu noktada…
Amerikalılar’ın başta Fukuyama’nın Tarihin Sonu olmak üzere ısmarlama kitaplar yazdırdıklarını öne sürüp şunu söyledi:
“Fakat İkiz Kuleler’e arka planı karışık 11 Eylül saldırında gördük ki, Amerika tek kutuplu dünyanın patronu olamayacak.”
Teşhisi şu:
“O tarihten beri yeni dünya düzeni kurulamadı. Temel problem bu. Dünyada dengeler yerli yerine oturamadı.”
Bugüne bakışı şöyle:
“Masada oturanlar değişiklik istiyorlar. Mesela Almanya istiyor ve zorluyor. Yüksek sesle söylenmese de, Birleşmiş Milletler’deki 5 daimi ülke pozisyonu sorun olarak ortada duruyor.”
Kritik bir tespit yaptı:
“BM’deki bu temel sorundan dolayı Ortadoğu ya da dünyanın bir başka yerinde büyük çaplı sıkıntılar yaşandığında ortak tepki verilemiyor.”
Bu da tahmini:
“Yeni bir dünya düzeni oluşuncaya kadar maalesef bu sıkıntı devam eder.”
Öngörüsü ürkütücü:
“Yakında Libya yeniden sıkıntıya düşebilir. Ortadoğu ve Afrika’da piyangonun kime vuracağının belli olmadığı kaos dönemi başlayabilir.”