DOSAB Termik Santralı’nda garip gündem… Beğenilmeyen kararı veren hakimlere “paralel” demek kurtarmaz

İstanbul’da yayınlanan bir gazete birinci sayfasından duyurduğu başlığa içeride yarım sayfaya yakın yer açmış. Diyor ki:
“Paralel hakimler santrali durdurdu”
Merakla altını okuduk:
“Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ne kurulması planlanan buhar ve elektrik üretim santralı inşaatı, olumlu ÇED raporuna rağmen Bursa 2. İdare Mahkemesi’nce durduruldu. Paralel yapının santralin çevreye zarar verdiği algısı sonrası alınan kararda, paralel hakimler ve çevrecilerin etkili olduğu belirtiliyor.”
Şöyle bir cümle de var:
“Santralin durdurulması için mahkemeye başvuran avukat Eralp Atabek’in santral konusunda paralel yapı medyası aracılığıyla algı oluşturduğu belirtiliyor.”
Eyvah ki, hem de ne eyvah.
Bürokrasiden başlayan, okullar ve sivil toplum örgütlerine genişleyen paralelle savaş sürerken, hiç ilgisi olmayanları paralele bağlamak nasıl bir düşüncenin ürünüdür, şaşırdık.
Neymiş…
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde buhar denilen termik santral kurulması için ÇED olumlu rapor vermiş, ama paralel medyası tarafından yürütülen algı operasyonu sonucunda paralel hakimler durdurmuş.
Akıl alacak gibi değil.
İyi de…
İstanbul’da yayınlanan ve paralelle ilişkilendirilen gazetelerde santrale karşı haber ya da yorum hiç okumadık ki.
Gerçi…
Konu yargıyı ilgilendirdiği için, yargının kendi iç mekanizması gerekeni yapar elbette, ama pratikte hepimizin gözü önünde yaşananlar var.
Örneğin…
Bir gazete haberiyle paralel yaftası yapıştırılan hakimlerin bulunduğu Bursa 2. İdare Mahkemesi bugüne kadar onlarca yürütmeyi durdurma kararı verdi. Pek çoğunu hem bu sütunlarda, hem haber sütunlarında okudunuz.
Hepsi de Bursa’nın ve toplumun yararı için verilen kararlardı. Bugüne kadar hiç kimse başka bir niyet ya da organizasyon aramadı ve gerek duymadı.
Konu Bursa ve çıkarı olunca, halk sağlığı ve çevre olunca herkes saygı duyup kabullendi. Kimsenin aklına başka bir şey gelmedi.
O bakımdan…
Bugün beğenilmeyen kararı veren hakime paralel demek kimseyi kurtarmaz ve sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
Davayı açanı beğenmeyebiliriz, kararı kendi ölçülerimizde eleştirebiliriz, ama hakime haksızlık etmeye kimsenin hakkı yok. Hukuk kriteriyle kent ve toplum için karar vereni siyasetin önüne atmak bize göre en büyük haksızlık oldu.
Aslında…
İlginç olan ne biliyor musunuz? Hakimden medyaya kadar santrale karşı olan herkesi paralel ilan eden haberde, termik santrale öncülük eden kişinin yıllarca paralel yapı için yaptığı bağışlar da uzun uzun ve övgüyle anlatılıyor.
Doğrusu, insan ne diyeceğini bilemiyor.