MHP Genel Sekreteri Büyükataman çok sert: Sonucu beğenmezlerse bu seçimi de yenileyecekler mi?

İSMET BÜYÜKATAMAN BASIN TOPLANTISIMHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ı yıllardır tanır, 12 Eylül öncesi döneminden bu yana siyasette izleriz. MHP İl Başkanı olduğu dönemler de dahil siyasi nezaketi hiç elden bırakmadı, kontrolunu kaybettiğini hiç görmedik.
Oysa…
MHP Genel Sekreteri olarak sorumluluk üstlenmesinden bu yana, biraz da görevinin gereğini yerine getirerek siyasi üslubunu çok sertleştirdi.
Seçim beyannamesi ve aday tanıtımıyla MHP’nin Bursa’da seçim startı verdiği toplantıda dinlerken aklımızdan bunlar geçti.
Büyükataman’ın konumu gereği MHP adına söz söyleme yetkisi var. O bakımdan, sergilediği sert tavrı MHP’nin siyasetini sertleştirmesi olarak algılamak gerekiyor.
Nitekim…
Hükümeti eleştirmeye direkt damardan girdi:
“AKP, Dolmabahçe mutabakatı ve beraberliğinin şerefine Kandil’deki çeteleri ülkemize soktu.  Bugün akan kanın sorumlusu Dolmabahçe’de PKK ile anlaşma yapanlardır.”
Sözü de AK Parti’nin ilk iki sıra adayı olan Bakanlara getirdi.
O bölümde…
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nu bir cümleyle hafif geçti, ama İçişleri eski Bakanı Efkan Ala’ya yüklenirken, Dolmabahçe mutabakatı ile bağlantı kurup “İmralı yakın olduğu için mi Bursa’ya geldi” diye özetlenebilecek soru yöneltti. Erzurum’dan neden aday olmadığını da sert bir ifadeyle sorguladı.
Gerçi…
Büyükataman bunları gündeme siyaseten soruyor, ama AK Parti’de rotasyon uygulandığını, pek çok ismin kendi bölgeleri yerine başka seçim çevrelerinden aday gösterildiği biliniyor. Yani, Bursa’ya gelişinin Ala’nın tercihi olmadığı bir gerçek.
Yine de…
MHP Genel Sekreteri olarak İsmet Büyükataman’ın dün Bursa siyasetinin alışkın olmadığı sertlikteki açıklamasından, MHP’nin Bursa’daki ana hedefinin Efkan Ala olacağı izlenimi edindik.
Yanı sıra…
MHP’nin seçimden beklentilerini dile getirirken “Başarmak için sabırsızız. Çünkü kendimize güveniyoruz” dedi.
7 Haziran sonrası koalisyon arayışlarıyla ilgili MHP’ye yönelik “her şeye karşı çıktı” algısı oluşturulmaya çalışıldığını vurguladı ve “Ne dediysek hayır diyen onlardı” dedi, “Kriz mucidi Erdoğan’dır, kriz çığırtkanı Davutoğlu’dur” suçlaması yaptı.
Son bölümde…
Pek çok kişinin şimdiden tartıştığı bir soruyu dillendirdi:
“Acaba, 1 Kasım’da sonuçlar beğenilmediği takdirde Erdoğan yine seçimleri yenileyecek mi?”