Siyaset hazırlanıyor ama genel bir kaygı var: Terör ortamında seçim olur mu, olmaz mı?

Geçen hafta da aktardık… Hükümete girmeyen partilerden birinin Bursa Milletvekili ile sohbet ediyorduk. Konumuz da 1 Kasım seçimiydi.
“Ankara’da son birkaç gündür seçimin Meclis kararıyla iptal edilebileceği konuşuluyor” dediğinde şaşırdığımızı görünce şunu söylemişti:
“Meclis çoğunluğu artık AKP’de değil. AKP’nin karşısındaki partiler blok hareket edip Meclis’i toplantıya çağırır, seçimin iptali kararı alınabilir.”
Biz de şunu anımsatmıştık:
“Fakat bu seçim kararı Meclis’te alınmadı, seçimden sonra hükümet kurulamadığı için Anayasa gereği seçim yenileniyor.”
Bunun üzerine…
Sohbet ettiğimiz milletvekili de şunu vurgulamıştı:
“Hukuki bir durum olduğu doğru. Bunun nasıl aşılabileceği üzerinde şu sıralar çalışılıyor. Parti grupları arasında da böyle bir diyalog başladı.”
Doğrusu istenirse…
Bu sohbet geçen haftanın başında yapıldı, ama köprünün altından sular akmaya devam ediyor. Şimdiyse gelişmeler başka yöne kaymış durumda.
Örneğin…
Yine seçimin iptali ya da ertelenmesi konuşuluyor, fakat bu kez gündeme sandık güvenliği nedeniyle geliyor.
Özellikle…
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın iki gün önce terörü kastederek yaptığı “Bu şartlarda Doğu ve Güneydoğu’da sandık kurulamaz” açıklaması dikkatleri bu yöne çevirdi.
Konuştuğumuz HDP Genel Merkezi’nde görev yapmış bir siyasetçi de Doğu ve Güneydoğu’da yaşananları anlatırken “Bırakın köyleri, kent merkezlerinde çatışmaların görülmemesi için sokakların arasına perde çekiliyor” dedi.
O da liderlerin açıklamalarındaki seçim ve sandık güvenliği kaygılarına katılıyor ve çareyi seçimin ertelenmesinde görüyor.
Bu konuşmayı yaptığımız saatlerde Tunceli’de gündüz vakti karakola saldırılması da sanki bir mesaj gibiydi. Dağlıca’da dün askerlerimize yapılan terör saldırısı da tüm bu kaygı ve tartışmaları bambaşka bir boyuta taşıdı.
İşte…
Böyle bir rotamda bir yandan da siyasetin seçim hazırlığı devam ediyor.