Seçime 41 gün kala sokakta kime sorsak cevabı aynı: 1 Kasım’da oylar huzura

Seçimin yenilenmesine karar verildiği günden beri gittiğimiz her yerde, bulunduğumuz her ortamda, karşılaştığımız herkese aynı soruyu yöneltiyoruz:
“1 Kasım’daki seçimde ne yapacaksınız? Oyunuzun kararını neye göre vereceksiniz?”
Tamam…
Bilimsel yöntemlerle kamuoyu araştırmaları yapan profesyonel şirketler var. Onlar zaten toplumun nabzını tutuyorlar ve eğilimini anketlerle belirliyorlar.
Biz de…
Yapılan araştırmaları zaman zaman bu sütunlarda yayınlıyoruz, toplumu genel eğilim ile ilgili olarak bilgilendirmeye çalışıyoruz.
Buna karşın…
Seçimin yenilenmesi kararının verildiği günden itibaren değişik kesimlerden muhataplarımıza düşüncelerini sorarak, kendi çapımızda seçimdeki tavırlarını öğrenmek istedik.
Bazen bir esnaf oldu sorduğumuz, bazen sanayici ile konuştuk, bazen bir çalışanın tepkisini dinledik, bazen bir emeklinin sesine kulak verdik.
Yani…
Toplumun hemen her kesiminden insanların bir süredir sandıkta ne yapacağını anlamaya çabaladık.
İlginç olan şu:
Sorumuza hemen hemen aynı cevabı aldık. Üstelik, aldığımız cevap yönelttiğimiz sorudan daha kısa:
“Oyumuzu huzura vereceğiz.”
İyi de…
Sandıkta huzur diye bir oy seçeneği yok, böyle bir parti de oy pusulasında yer almayacak.
O nedenle, “Oyumuzu huzura vereceğiz” diyenlere her seferinde “Huzur kimde?” diye sorduk. Cevap aşağı yukarı aynı doğrultuda oldu:
“Memleketin durumu çok kötü… Terör başa bela… Şehit cenazelerinde yüreğimiz yanıyor… Ülkeyi bölmek istiyorlar… Terörü durduracak, ülkeyi böldürmeyecek, milleti rahatlatacak kim varsa oyumuz onun.”
Aslında…
Bu cümleler bir seçmen için seçim öncesi beklenti olarak dile getirilen ve düşünülen ifadeler. Zaten olması gereken de bu.
Ama…
Adına anket diyemeyeceğimiz o küçük ayaküstü sohbetlerde şunu fark ettik:
Seçmen bir yandan yeni seçimin koşullarına göre karar vermeye çalışırken, diğer yandan 7 Haziran’da verdiği oyun muhasebesini henüz bitirememiş.
Çünkü…
Konuştuklarımız arasında oyunu asla değiştirmeyeceğini söyleyen de var, “İnatsa inat, yine oy vereceğim” diyen de var, bir daha oy vermeyeceğini açıklayan da var, oy verdiği partinin tutumuna kızan da var.
O bakımdan…
Bir yandan 1 Kasım’da oylar huzura parolasıyla hareket eden seçmenin, diğer yandan 7 Haziran’daki oy tercihi için kendisiyle hesaplaşmasını tam olarak bitiremediği de görülüyor.
Bu da…
Araştırma şirketlerine bizden küçük bir katkı olsun.