Demokrasi gibisi yok… Oy verin, sandığın tadını çıkarın

Aslında… Siyaset adına uzun bir süreci geride bıraktık. O süreç,  25 Aralık’ta aday olmak isteyenlerin siyasi partilerin il ve ilçe yönetimlerinden istifalarıyla başladı.
Sürecin bu kadar uzun olmasına, içinde önseçim yaşanmasına karşın da son günlere kadar vatandaşın havaya giremediği izlenimi veren, pek çok yönden farklı bir seçim süreci yaşadık.
Şu da bir gerçek ki, seçimin kapıya geldiğini liderlerin meydan mitinglerinde dozu yükselen suçlamaları ve tansiyonu arttıran polemikleriyle anımsadık.
Başlangıçtaki soğuk ve isteksiz görüntüye karşın sonu hararetli bir seçim süreci oldu.
Diyarbakır’da miting meydanında patlayan bombaysa siyasetin sıkıntısı oldu. Çünkü, demokrasiye gölge düştü. Şimdi devlete düşen, o bombayı koyup patlatan gizli eli bulmak ve ortaya çıkarıp ifşa etmek.
Türkiye bunu yapmaya zorunlu. Yoksa demokrasinin bundan sonraki sınavları daha tehlikeli olur.
Sonuçta…
Her şeye karşın seçim gününe geldik, yani demokrasi gününe ulaştık.
Şunu biliyoruz:
Ne olursa olsun, demokrasi en iyisi ve bizim de bu rejimi korumamız gerekiyor. Nedeni ortada, seçmek ve seçilmek kadar güzeli yok. Daha açık söylemek gerekirse, demokrasi gibisi yok.
O bakımdan…
Haftalardır liderlerin meydan konuşmalarını izliyorsunuz. Düne kadar kararsız olduğunu söyleyenler için haklılık payı belki vardı, ama bu sabah artık karar verme günü.
Hepimize düşen demokrasiden yana tavır alıp düşüncemize en yakın gördüğümüz, ülkeyi en iyi yöneteceğine inandığımız partiye oyumuzu vermek.
Unutmayın, bugün demokrasi günü ve en güzeli de demokrasi. Onun için, sandığın tadını çıkarın, oyunuzu verin.