Sandık göründü… Seçime günler kala siyaset “1 oy daha fazla” alabilmenin peşinde

Takvime bakılırsa… Aday adaylığı başvurularından itibaren çok uzun bir siyasi süreç gibi gözüküyor. Fakat çok hızlı geçtiği de ortada.
En önemlisi…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı televizyon programında vurguladığı, bu sütunlardan izlenimlerimizi aktarırken de sık sık tekrarladığımız gibi seçmen ilgisizliği nedeniyle seçim havasının yaşanamadığı bir süreç oldu.
Seçmenin umursamazlık noktasındaki ilgisizliği, siyasetçinin de havaya girmesine engel oldu. Bu da ilk kez yaşanıyor.
Gelinen noktada…
12 gün sonra seçmen sandık başına gidip vereceği oyla tercihini yapacak. Sandıktan ne çıkacağını bilebilmek elbette mümkün değil. O nedenle biz gazeteciler somut tek kriter olarak meydan izlenimlerimizi dile getiriyoruz.
Buna karşın…
Politize olmuş kişi ya da gruplar yalnızca kendi partileri açısından baktıkları için kişisel yorumlar çıkarıp gazetecilerin boynuna hemen siyasi kimlik yaftası asıyorlar.
Dahası…
Okuduklarında özel niyet mesajı arayanlar çıkıyor. Oysa gazeteciler siyasetin tarafı değil, gördüklerini aktaran bir çeşit kamu aracısı oldukları için kimseye hoş görünme kaygısı da taşımazlar.
Kendi siyasi görüşü doğrultusunda yorum yapanlar elbette var, ama onlar da kimliklerini saklamıyorlar.
Kaldı ki…
Gazetecilerin yalnızca anlık gözlem olan meydan izlenimi yeterli kabul edilse seçime gerek kalmaz. Demokrasinin kuralı gereği, sonucu sandık ortaya koyar.
O bakımdan…
Sandığa 13 gün kala siyaset tam anlamıyla alarm durumu yaşıyor. Tüm çabalar son 13 günde hem hata yapmamak, hem de daha etkili olmak için. Herkes 1 oy daha fazla alabilmenin hesabında.
Son süreçlerde tansiyonun yükselmesiyle gerilimler yaşansa da, seçim yarışında güzel olan bu.