Halk, yaşanabilir bir kent için termik santrala karşı çıkıyor!

Haber… Pek çok gazetede olduğu gibi, Olay’ın da dün birinci sayfasındaydı: Samsun’un Terme ilçesinde termik santral yapmak için harekete geçiliyor, fakat Terme halkı bu santrala karşı çıkıyor.
Halk karşı çıktığı için Terme Belediye Başkanı Şenol Kul da santrala karşı mücadelede halkın yanında yer alıyor.
Terme’nin AK Partili Belediye Başkanı, santralı kendi partisinin iktidarının yapacak olmasına aldırmayıp belediye binasına “Temiz hava, temiz çevre istiyoruz. Santral istemiyoruz” yazan dev bir pankart asıyor.
Aslında…
Halkın karşı çıkması olarak bakıldığında, DOSAB Termik Santralı ile Terme’deki durum arasında benzerlik var.
Ama…
Terme’deki santral yerleşim alanlarından uzakta. Demirtaş ise iki açıdan çok daha kritik.
Birincisi…
Planlı değil, fiili durumla oluşan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi, yerleşim alanlarının arasında. Hatta, Bursa’nın yeni kentsel gelişim bölgesi ortasında.
İşte…
Yerleşimin böylesine gelişmekte olduğu bir bölgeye kömürden elektrik ve buhar üretmek için termik santral kurulmak isteniyor. Halk da bunun için karşı çıkıyor.
Çünkü…
Halk kurulacak termik santralın havasını zehirleyeceğini ve yaşam kalitesini bozacağını biliyor.
Oysa…
Bursa’da son yıllarda yerel yönetimlerin verdiği en önemli söz yaşanabilir bir kent değil mi? Yaşanabilir bir kentin havasının kirletilmesine halkın karşı çıkması onun için çok önemli.
İkincisi…
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve yapılmak istenen termik santralın çevresi tarım alanı. Yakılacak kömürün depolama alanı bile meyve bahçesi.
Manisa Yırca’daki zeytin ağaçları nedeniyle Danıştay’ın verdiği karar, termik santralların tarımsal alanları etkilediğini gösteriyor.
O zaman…
Bu iş nasıl olacak? Yerel yöneticiler karşı çıkmasa da, hatta destek verse bile halkın karşı çıktığı bir iş nasıl gerçekleşecek?
Açıkça sormak gerekirse, halka rağmen bir şey yapılabilir mi? Halka “hodri meydan” diyebilmek mümkün mü?