Çok partili seçim demokrasisi insan haklarını etkiliyor mu?

Kuşku yok ki… Cumhuriyetin temel ögeleri arasında demokrasi ve insan hakları öne çıkıyor. İkisi de günümüzün hem en önemli olgusu, hem en sorunlu iki noktası.
Bu konuya…
Felsefe alanında Türkiye’nin gururu olan ve dünya felsefesinin saygı duyduğu yetkin bir felsefeci olan Prof. Dr. Ionna Kuçuradi çok özel yorum getiriyor.
Konuya yaklaşımı şu:
“Demokrasi 20. yüzyıl boyunca Batı düşüncesinin ideallerinden birini oluşturdu. 90’ların başından beri de demokratikleşme-insan hakları-serbest pazar ve özelleştirme uluslararası topluluğun sloganları haline geldi.”
Şunun altını çiziyor:
“Bu kavramlar yüzyılın dönemecinde, günümüzün belli başlı moda fikirlerini oluşturuyorlar.”
Adını da koyuyor:
“Gelişmekte olan ülkelerde demokratikleşme ve serbest pazarın insan haklarını korumanın ana yolları olduğu görüşü yaygın kabul görüyor.”
Önemli bir noktaya işaret ediyor:
“Ne var ki, şu anda demokratikleşmenin çok partili seçimlerle eşitleştirildiği, bunun sonucunda da, gelişmekte olan bir çok ülkede ‘her şey yapılabilir’ ilkesiyle hareket eden siyasal partilerin olabildiğince oy almak ve iktidara sözüm ona demokratik yoldan gelebilmek için çoğu zaman oy verenlerin hoşuna giden, ama insan haklarına zarar veren şeyler vaat etmekten çekinmedikleri gözden kaçmıyor.”
Yorumu şu:
“Demokratikleşmenin çok partili seçimlerle eşitleştirilmesi, yani demokrasi kavramının yalnızca bir ögesine indirgenmesi, bu tür demokrasilerin insan haklarının korunmasını engelleyebildiği olgusunun görülmesini zorlaştırıyor.”
Ardından…
Bir Afrika ülkesinde seçim izleyen antropolog gözlemini aktarıyor:
“Oy verme kulübelerinde demokrasi pupa yelken gidiyordu. Bir adam, karılarını getirmediği için azarlanıyordu. Pek çok Dowayo’ya ne konuda ol kullandıklarını sordum. Boş gözlerle baktılar bana. Hiçbiri seçimlerin ne için yapıldığını bilmiyordu.”
Düşüncesi şu:
“Çok partili seçimlere indirgenen demokrasi sivil toplumun yönetim biçimi, yani bir ülkede kamunun bütün yurttaşların insan hakları korunacak şekilde yönetimi olmasa gerek.”
Tespiti de şu:
“Bu durum olsa olsa siyasal partiler olarak organize olan bazı grupların iktidara gelmek için izledikleri ve bu iktidarı, taraftarlarını memnun eden, ama insan haklarını korumayan bazı uygulamaları meşru şekilde serbestçe geliştirmek için kullandıkları bir yol oluyor.”
Gördüğü ise şu:
“Demokrasinin yalnızca çok partili seçimler olarak işlediği bir devlet, bir cumhuriyet, yani bütün yurttaşların sahip çıkabileceği bir tüzel kişi olmaktan çıkıyor, yalnızca iktidarda olanlara ait sayılan bir varlık haline geliyor.”