Haberlere bakıyoruz… Termik santral kurulmak istenen Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi çevresindeki yerleşim yerlerinde yaşayanlar tepkili.
Üstelik…
Olay’ın birinci sayfasından yayınladığı haberlerde yer aldığı gibi, protestolar düğünlerde bile ortaya konuyor.
Çünkü…
İnsanlar termik santralde yakılacak kömürün gazından etkilenmek ve zehir solumak istemiyorlar. Tepkilerini de çevre adına ortaya koyuyorlar.
Gerçekten de…
Termik santraller kömürle çalıştıkları için, hangi teknolojiyi kullanırlarsa kullansınlar çevreyi en çok etkileyen ve bu nedenle de insanları en çok kaygılandıran enerji santralleri.
O nedenle…
İnsanlar yaşadıkları çevrede kömür solumalarına yol açacak bir tesisi istemiyorlar ve buna da tepki gösteriyorlar.
Bununla birlikte…
Termik santralin tek sorunu yakacağı kömür değil elbette. O kömürün yakılmasından sonra ortaya çıkacak kül de santralin çevresini etkiliyor.
Nitekim…
Tartışmaların başlangıcında DOSAB’a buhar ve elektrik üretim öneren Gümçed Genel Başkanı Adnan Önürmen de, derneğin Etik Kurulu tarafından hazırlanan çok ciddi bir rapor gönderdi.
Gördük ki…
Yapılan açıklamalar sırasında ortaya konan kimi teknik bilgilerden yola çıkılarak yapılan hesaplamalardan oluşan Gümçed Etik Kurulu raporunda çok kritik saptamalar var.
İşte…
Yılda 93 bin ton kül ortaya çıkacağını çevrede yaşayanlar ve çevre değerleri için tedirginliği arttıracak 7 maddelik teknik analiz raporu:
Bir…
“50 Megawatlık bir kömürlü termik santralin yılda 6 bin 500 saat ortalama çalışacağı ve 2 bin 500 kilokalori/kilogramlık bir ısıl değere sahip kömür yakacağı varsayılarak yapılan hesaplamaya göre yılda 312 bin 000 ton kömür yakacak.”
İki…
“Bu miktar kömürün yakılmasından (kömürün kimyasal analizinde kül miktarı yüzde 30 ise) yılda 93 bin 600 ton/yıl kül (62 bin 400 m3/yıl) oluşacak.”
Üç…
“Bu miktar 10 yıl sonra 625 bin 000 metreküpe ve daha sonraki yıllarda da milyon metreküplere varacak. Bu küller şehrin neresine depolanacak?”
Dört…
“Santral küllerinin içinde çeşitli mineraller de bulunduğu biliniyor. Bu arada ağır metaller ve radyoaktif mineral kırıntıları da olabilecek. Bu nedenle kül harmanlarının rüzgarla etrafa savrulmaması için santralin yakınında kurulacak bir özel SU GÖLETİNE pompayla basılarak burada çöktürülmesi gerekir.”
Rapor şunu sorguluyor:
“Şehir içinde böyle bir kocaman gölet nasıl olacak? Kaplayacağı alan ve etrafa yapacağı kirlilik şehir içinde birçok problemler yaratacak. Ayrıca zaman içerisinde gölet tabanından oluşabilecek bozunmalar sonucu sızabilecek tehlikeli mineralli sızıntılar yer altı sularına da karışarak Bursa Ovası’nda önemli yer altı suyu kirliliği de yaratabilir.”
Beş…
“Termik santralde yakılan kömürün külleri rüzgar ve hava akımlarıyla atmosferin üst katmanlarına çıkacak ve oradan etrafa yayılarak kül yağmurlarına neden olacak. Bacaya filtre takılsa bile yine zaman zaman filtreler temizlik amacıyla çıkartıldığında kül yağışı çevrede devam edecek.”
Altı…
“Kömürün kimyasal analiz değerlerini bilmediğimiz için içindeki kükürt içeriğini de bilemiyoruz. Örneğin kükürt içeriği yüzde 2 olsa, yılda fırında yakılan kükürt miktarı 6 bin 240 ton olur.”
Olası bir büyük tehlikeye dikkat çekiliyor:
“Eğer bu miktar direkt atmosfere verilirse yağışlı mevsimlerde çıkan kükürt dioksit yağış altında sülfirikasite dönüşür ve asit yağmurları Bursa’nın üzerinde devam eder. Bu ise BURSA OVASI’NIN ÖLÜMÜ anlamına gelir.”
Yedi…
“Yukarıda da özetlendiği üzere şehir içinde kurulması planlanan kömürlü termik santral 50 Megawat gücüyle çok büyük olmasa da, yine de birçok yönlerden kirletici özelliğiyle ön plana çıkıyor. Bu nedenle mutlaka kurulacaksa şehir dışında özel bir yer seçilmeli ve oluşacak çevresel zararlar en aza indirilmeli.”