Seçime yalnızca ideoloji, düşünce, proje üçlemesiyle bakmamak lazım. Bunlar elbette gerekli, ama günümüz siyaset anlayışının ortaya çıkardığı seçim süreçleri artık vaatler kadar seçmeni etkilemeyi de çok önemsiyor.
Nitekim…
AK Parti Cumhurbaşkanı Adayı olarak 10 Ağustos’ta sandığa girecek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için çok başarılı bir süreç yönetiliyor.
O süreç…
Her şeyden önce algı yönetimi konusunda profesyonel bir siyasi ekibin çalıştığını gösteriyor.
Şöyle bir anımsayın…
Erdoğan aday olacak mı, Gül mü devam edecek tartışmaları uzun süre kamuoyunu meşgul etti. Erdoğan’ın aday olacağı anlaşılmasına karşın “Belli mi olur, bakarsınız ters köşe yaparız” sözleriyle meraklı bekleyiş sürdürüldü.
Adaylık açıklaması tam bir görsel şölen havasında geçti.
Aynı hava…
Dün de İstanbul’da Haliç Kongre Kültür Merkezi’nde ortaya çıktı. Hem de, “Erdoğan’ın vizyon belgesini açıklayacağı toplantı” haberleri sürekli gündemde tutularak bir kez daha algı oluşturuldu ve kamuoyunda “Acaba ne söyleyecek?” beklentisi pompalandı.
Yalnızca algı yönetimi değil, kampanyanın başlangıcı profesyonelce yönetildi.
Örneğin…
Ekranlara yansıyan kadarıyla salonun dizaynı görsel anlamda etkileyiciydi. Ses düzeni güçlüydü. Duvarlardaki 2023 ve 2071 hedefli pankartlar bile “Türkiye’nin geleceği için söyleyecek sözümüz var” mesajı veriyordu.
Müzik deseniz…
AK Parti’nin bugüne kadarki tüm seçim kampanyalarında olduğu gibi seçilen iki şarkı yine çok etkileyiciydi.
Davet edilen listesinin özenle seçildiği belli oluyordu. Sanatçısından akademisyenine, sporcusundan boğaz köprüsü, hava alanı, körfez köprüsü işçisine kadar her kesim bir araya getirildi.
Bunlar etkilemeye yönelik görsel unsurlar.
Bir de…
Yeni Türkiye için seçim yarışının ana kulvarı dün ortaya çıktı.
Bir yanda…
Korumacı anlayıştan gelen ve statükocu davranış sergileyen çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu var. Önceki gün açıkladığı seçim bildirgesinde korumacı tavrını açık açık sergiledi.
Bir yanda ise…
Önüne yeni Türkiye hedefi koyan ve her alanda reformist coşkusu sergileyen Recep Tayyip Erdoğan var.
Dün…
Erdoğan o kadar çok özel konu vurgusu yaptı ki, her biri ayrı konu olur. Bunlar arasında; bütünleştiren, kaynaştıran, herkesin cumhurbaşkanı gibi kavramlar dikkat çekiciydi.
Bir adım ötesinde…
Yeni dönemde milletin adamı çıkışının ardına milletin başkanı unvanı ekledi, milli birlik mesajı verdi. “Daha büyük, daha modern Türkiye” vaat etti.
Bu yarışta…
HDP Adayı Selahattin Demirtaş’a da özel bir yer açmak gerekiyor.
Adaylık başvurusunu yaparken “Halkımız için en önemli gün” yorumunu yapan Demirtaş, kendi ifadesiyle Kürt halkının ilk kez cumhurbaşkanı adayı çıkarmasının gururunu yaşadı.
Onun söylemleri de reformist içerikte. Çünkü halkların kardeşliği noktasından yola çıkıp, ortak yaşam hedefini koyuyor.
Demirtaş’ın sorunu şu:
Kendisi söylemleriyle Türkiye’nin her yerinde her geçen gün biraz daha dikkat çekiyor, ama partisi belli bir bölgenin dışına çıkamıyor.
Sonuç olarak…
10 Ağustos’ta ilk tur oylaması yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin ana kulvarı dün ortaya çıktı:
Sandıkta reformist adaylarla statükocu aday arasında tercih yapılacak.
–Erdoğan’ın 5 maddelik manifestosu –
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün vizyon plan olarak açıkladığı seçim bildirgesi, aynı zamanda manifesto sözelliği taşıyor.
Bunu da 5 maddede topladı:
Tarihiyle barışan, toplumuyla kucaklaşan, dünyada söz söyleyen, medeniyet merkezi bir Türkiye yanı sıra, 4 maddelik hedefler listesinde demokrasiyi geliştirmek, siyasi ve toplumsal normalleşmeyi sağlamak, refahı yükseltmek, dünyada öncü ülkeler arasına girmek yer aldı.