Sandığa 56 gün kaldı, ama bu seçimde tuhaf bir durum var!

Sandık için geri sayım sürüyor… Hatta, geri sayım sayacının hızlandığı bile söylenebilir. Fakat… Bu seçimde geçmişe göre tuhaf bir durum var.
Öncelikle…
56 gün kalmasına karşın başta adaylar olmak üzere siyasi parti teşkilatlarının henüz motive olamadıkları görülüyor.
Nitekim…
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bugün ve yarın teşkilat motivasyonu ağırlıklı programlara katılacak. Arınç’ın programlarında, seçim bürosu açılışlarından çok teşkilat yemekleri olması, motivasyon hedefini öne çıkarıyor.
Bunun nedeni de belli:
AK Parti, hiç hesapta olmayan 17 Aralık süreci sonrası aday belirlemekte gecikti. Beklemekten yorulan adaylar ve teşkilatın da dikkati dağıldı.
Bununla birlikte…
AK Parti’nin son iki yerel seçimde de çok isteyip kazanamadığı, üstelik Mustafa Bozbey’in kişisel oylarıyla arayı açtığı Nilüfer’de kampanyayı gövde gösterisi yaparak başlatmak istiyor.
Bunun için de…
AK Parti Nilüfer Adayı Mustafa Esgin’in seçim bürosu açılışı, miting şeklinde organize edildi, davetler de buna göre yapıldı.
Üstelik…
Arınç bugün Esgin’in seçim bürosunu açacağı Nilüfer Mitingi ile 30 Mart için AK Parti’nin Bursa’daki seçim kampanyasını da fiilen başlatmış olacak.
Aslında bunun da bir siyasi mesaj olduğunu vurgulamak gerekiyor. AK Parti’nin startı Nilüfer’den vermesi, üstelik gövde gösterisi ile bu mesajı vermeyi planlaması, hem AK Parti’nin Nilüfer’i ne kadar çok istediğini, hem de Nilüfer seçiminin ne kadar çetin geçeceğini gösteriyor.
Yanı sıra…
Seçime 56 gün kaldı, ama adayların da henüz havaya giremediklerini söylemek gerekiyor.
Her şey ortada…
2009 yerel seçimi öncesi proje bombardımanı ile seçim startları verilmişti. Oysa bugüne kadar partiler ve adaylar günlük çalışmaları sırasındaki günlük söylemlere dayalı sözler dışında henüz ortaya vizyon projesi koymadılar.
Tüm bunlar…
Doğal olarak seçmene de yansıyor. Ülkenin başka kentlerini bilemiyoruz, ama Bursa seçmeni açısından konuyu ele aldığımızda görülen şu:
Seçmen hâlâ hükümet-cemaat çatışmasının hangi boyuta ulaşacağını merak ettiği için seçime yoğunlaşamıyor.
Zaten…
Yapılan değerlendirmelerde adaylar konuşulmuyor. Onun yerine, cemaatin hükümete ne kadar zarar verebileceği tahminlerinden başlayıp dünyaya yön veren kimi ülke ve liderlerinin bizim liderlerimize nasıl baktıklarına dair spekülasyonlar daha çok konuşulup tartışılıyor.
Kısacası…
Seçmen 30 Mart’ta oy vereceği adayları değil de, dünyanın mesajı ile daha ilgili gözüküyor. Karar vermek için de hem bu mesajlar, hem hükümet-cemaat tercihi göz önüne alınıyor.
Bu bile seçimin tuhaflıkları sarasında yer alıyor.