Çözüm süreciyle denge değişti, muhalefetin hesapları bozuldu

Açıkça söylemek gerekirse… İmralı görüşmeleri ile başlayan, sonra çözüm süreci olarak adlandırılan gelişmelerin ilk adımları atıldığında, hükümet için ortada çok ciddi şekilde siyasi risk vardı.
Fakat…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan o siyasi riski siyasi kararlılık sergileyerek üstlendi.
Nitekim…
Başlangıçta biz de bu sütunlardan “Siyaset Sırat Köprüsü’ne çıktı, artık buradan dönüş yok” yorumu yaptık.
Gerçekten de…
Terörü bitirmek için atılan adımların geldiği noktadan geriye dönülebilmesi artık mümkün değil. Geri dönülecek noktada hiçbir şey eskisi gibi değil, o nedenle bu iş artık sonuca ulaşmak zorunda.
Üstelik…
Yapılan kamuoyu araştırmalarında da, bugüne kadar bir araya gelememiş kimi kesimlerin karşıtlık ittifakı oluşturmalarına ve eylemlerle bunu harekete dönüştürmelerine karşın toplumdan çözüm sürecine destek mesajları görülüyor.
İşte…
Bu gelişmeler son günlerde Ankara’daki tüm siyasi hesapları değiştirdi, stratejilerin yeniden belirlenmesine yol açtı.
Gerçi…
Gelişmeleri 23 Nisan günü bu sütunlarda aktarırken “Ankara’nın yeni gündemi barış süreci, yerel seçim ikinci planda kaldı” değerlendirmesini yaptık ama gelişmeler bunun biraz daha ileri boyutlara geçtiğini gösteriyor.
Örneğin…
AK Parti’nin il ve ilçe başkanlarının katılımıyla yapılan genişletilmiş teşkilat toplantısı tüm bu gelişmelerin görüşüldüğü, stratejilerin dile getirildiği bir platform haline dönüştü.
Şimdi…
Kamuoyu araştırmalarından sessiz toplumun destek verdiğini ortaya çıktığı için, AK Parti yeni oy hedefini biraz daha yukarıya çekti.
Açık açık dillendirilmese bile artık yüzde 60’lar konuşuluyor.
Bu da…
Siyasetin yerel seçime kadar olan sürecine yönelik tüm hesapların ve planlamaların yeni baştan yapılması gerektiğini gösteriyor.
Özellikle de…
Muhalefet açısından çok ciddi bir sıkıntı var ki, o da söylemlere yansıyor. Bir ara çok gerginleşen, ama son hafta düşen siyasi söylem gerginliğinin yeniden yükselişe geçmesi de buna bağlanıyor.