Ekmekten sonra süt ve etler de Besaş’tan

Çay sohbeti sırasında Besaş Genel Müdürü Mustafa Bektaş’ı dinlerken hafızamız bizi biraz gerilere götürdü.
Yıl 1978…
CHP’nin Bursa’da kazandığı son yerel seçim olan o seçimde Bursa Belediye Başkanı olarak göreve başlayan Mustafa Eroğlu kısa süre sonra fırıncıların boykotu ile karşılaşmıştı.
Halkın ekmek gereksinimini karşılayabilmek için çevre illerden kamyonlarla ekmek getirilmiş ve mahallelerde dağıtılmıştı.
Eroğlu işte o sıkıntılı süreçte bir daha ekmek krizi yaşanmaması ve halkın ekmeksiz kalmaması için Besaş formülünü buldu
Gerçekten de…
Belediyenin öncülüğünde, Bursalılar’ın da hissedar olarak yer aldığı bir halk şirketi olarak üretime başlayan Besaş yıllarca ekmek piyasasının en önemli belirleyicisi oldu. Fiyatı kontrol altına aldığı gibi, fırıncıların ya da başka unsurların grev ve benzeri yöntemlerle üretim yapmamaları halinde kentin güvencesi haline geldi.
Bugün ise…
Halktaki hisselerin de belediyeye geçmesiyle tam bir belediye şirketine dönüşen Besaş gerek üretim kapasitesi, gerek pazar payı olarak İstanbul Halk Ekmek’ten sonra Türkiye’nin en büyük ikinci ekmek üreticisi.
Nitekim…
Besaş Genel Müdürü Mustafa Bektaş da bu gerçeği rakamlarla ortaya koydu:
“Yıllık 40 milyon lira ciromuz var, yaklaşık 6 milyon lira kâr elde ediyoruz.”
Bu durum Besaş’a halkın gereksinimlerine yönelik yeni projeler üretmek cesareti vermiş.
Üstelik…
Hem Bursa halkının temel sosyal gereksinimlerini karşılamak, hem gerektiğinde sorumluluk üstlenmek, hem de kentte yatırım dengesi sağlamak adına sosyal belediyecilik kapsamında yeni üretim projelerine yöneltmiş.
Nitekim…
Öncelikle unlu mamuller üretimini çeşitlendirmek için yeni proje hazırlanmış.
Buna göre…
Uludağ Üniversitesi’nin Görükle çıkışında tahsis ettiği alanda Besaş’ın unlu mamuller laboratuarı yapılıyor.
Proje hazırlığı biten, 1 ay içinde ihalesi yapılacak binada Ar-Ge çalışmaları ve yeni ürün deneyleri yanında Besaş için 50-60 gramlık küçük ekmekler başta olmak üzere değişik unlu mamuller üretilecek.
Üretimi de…
Uludağ Üniversitesi öğrencileri staj kapsamında gerçekleştirecek.
İkinci proje dağ yöresinde…
Önümüzdeki yıl mart ya da nisan ayında inşaatına başlanması, mayıs ayında da üretime geçmesi planlanan bu proje Besaş Genel Müdürü Bektaş’ı heyecanlandırıyor:
“Dağ yöresinde süt üretimini desteklemek için Besaş olarak süt işine giriyoruz. Bu amaçla Keles’te tesis kuracağız. Günlük 30 ton süt işleme kapasitesine sahip olan tesiste başlangıçta 10 ton süt işlemeyi planlıyoruz.”
Üretimi de açıkladı:
“Öncelikle ayran ve yoğurt üreteceğiz. Ayrıca kaşar peyniri üretimine gireceğiz. Sonra da aşama aşama ürün çeşidimizi arttıracağız.”
Şunun altını özellikle çizdi:
“Tesis yalnızca Keles’e değil, dört dağ ilçesinin tümüne hizmet edecek.”
Bir başka proje yine dağ yöresi amaçlı:
“Süt projesini tamamladıktan sonra et üretimini de düşünüyoruz. Yine dağ yöresinde kuracağımız kombinayla et üretip bayilerimizde satışa sunmayı planlıyoruz.”
Böylece…
2011 genel seçimleri öncesinde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın 100 proje kapsamında açıkladığı “4 dağ ilçesine et kombinası” sözü de Besaş yatırımıyla gerçekleşmiş olurken, ekmekten sonra süt ve et üretimi de Besaş’ın kontrolüne geçecek.
Peki…
Dağıtım ve satış sistemini ekmeğe göre planlayan Besaş, daha hassas ürünler olan süt ve et dağıtımıyla satışını nasıl yapacak?
Bektaş onu da açıkladı:
“Araçlarımızda sorun yok. Soğutucu koyabileceğimiz bayilere süt ve et ürünü de vereceğiz. Yine bayilik verdiğimiz marketler var, oralara da ürünlerimizi dağıtacağız. Ama saklama koşulları uygun olmayan küçük büfelerde bu ürünler olmayacak.”