CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’den çarpıcı değerlendirme: Millet iradesiyle tek seçilen muhtarlar

Kim ne derse desin, hangi görevde bulunursa bulunsun, CHP’de Genel Başkan Yardımcısı olsa da olmasa da Gürsel Tekin günümüzde siyasetin fenomeni özelliği taşıyor.
Üstelik…
Yalnızca siyaset yaptığı kendi partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nde değil, diğer partilerde de ilgiyle izleniyor.
Dün…
Önce Bahçeşehir Üniversitesi’nin düzenlediği Siyaset Okulu-Bursa programında kendisini dinledik, sonra da öğle yemeğinde birlikte olup sohbet ettik.
Gördük ki…
Tekin’i siyasetin fenomeni yapan özelliklerinin başında lafı hiç dolandırmadan inandığını söyleyen yanı geliyor. İçten davranıyor. Sorulardan kaçmıyor, eleştiriden çekinmiyor.
Aksine…
Gerektiğinde eleştiriyi kendisi yapıyor. Kendi partisinin uygulamalarını da içine alacak konularda eleştirilerde bulunuyor.
Örneğin…
Türkiye’deki seçilmişlik konusuyla ilgili görüşlerini ortaya koyarken, CHP’nin aday belirleme yöntemini de içine katarak şunu söyledi:
“Milletin iradesiyle tek seçilen muhtarlar. Diğerlerinin hepsi tayinle aday yapılıyor. Eğer siyasetçi seçilerek gelirse millete hesap verir.”
Yerel seçimler öncesi 12 yeni Büyükşehir Belediyesi oluşturulması konusuna yaklaşımı ise şöyle oldu:
“Bunu geçmişte ANAP yaptı, bugün yok. DYP yaptı, bugün yok. AKP de yapıyor, yarın o da olmayacak. Ama biz hep varız.”
Seçim tarihinin öne alınmasını ise olumlu bulanlardan:
“Mart ayında seçim zor oluyordu. Çünkü seçim süreci ocak ayında başlıyor. Anadolu’nun büyük bölümü kışı ağır yaşıyor. O nedenle büyük zorluklar çekiliyordu.”
Şunu da ekliyor:
“Ama önce belediye yasası değişmeli. O yasa değişmeden seçim tarihinin önemi yok.”
Belediye yasasının ise başkanlar için tuzak olduğunu düşünüyor:
“Öyle bir yasayla yönetiliyoruz ki, 3 bine yakın belediye başkanının yarısı yargılanıyor, 100’ü tutuklu. 5 bin de bürokrat yargılanıyor.”
Yasayla ilgili adres de gösteriyor:
“Bu yasayı Ankara ve Adana belediye başkanları hazırladı. Ama Adana Büyükşehir Belediye Başkanı kendi hazırladığı yasanın tuzağına düştü.”
Sonra da şu çağrıyı yaptı:
“Gelin, gelişmiş ülkelerdeki sistem neyse hayata geçirelim. Geçerli olan sistemdir, kişi değildir.”