Siyasetçinin en önemli malzemesinin laf olduğunu hepimiz biliriz ve kabul ederiz. Zaten ülkemizdeki siyaset anlayışının polemiklerden beslenmesinin en önemli nedeni de laf siyasetinin genel anlamda kabul görmesinden.
Galiba…
Tartışmayı sevmemizin getirdiği sonuçlardan biri de bu.
Bununla birlikte…
Sayıları çok fazla olmasa da kent siyaseti yapanlar siyasetçilerle de karşılaşıyoruz.
Yaşadığı kent için düşünen, proje üretip öneren, kent ve kentte yaşayanları ilgilendiren konuları kamuoyunun dikkatini çekebilecek şekilde gündeme taşıyan, bunları da siyasi parti yaklaşımı göstermeksizin yapanlar da var.
Örneğin…
HAS Parti İl Başkanı Ali Mollasalih sayıca az olan bu tür siyasetçilerden.
Genel siyasetin polemik seven kulvarları yerine, zor olanı yapıyor ve yaşadığı kente ayna tutabilmek, kentte yaşayanların sorunlarını ve beklentilerini ortaya çıkarabilmek için kendince özel bir çabayla siyaset yapıyor.
Daha doğrusu…
Kendine, alışılmış siyasetin çok dışında bir tarz çizdi. Bu tarzıyla da sevildi, partisinin siyasi gücü olmamasına karşın kendisine siyasette yer açtı.
Sürekli olarak halkın içinde dolaşıyor, insanların kendilerini ve kentlerini ilgilendiren konularda ne düşündüklerini, beklentilerinin neler olduğunu belirlemeye çalışıyor, sonra da bunları kamuoyuyla paylaşıyor.
Bugüne kadar iktidar ya da yaptırımı olacak güçte bir partide siyaset yapmamasına karşın bunu başarabilmesi aslında kent siyaseti için çok önemli.
Çünkü…
Mollasalih’in gördüğü ilgi, buna olan ihtiyacı da gözler önüne seriyor.
10 gün öncesine kadar, CHP İl Başkanı olarak Gürhan Akdoğan da yerel konulara ilgi gösteren, kent siyaseti adına ortaya görüş ve katkı koymaya çalışan bir siyasetçi görüntüsü veriyordu.
İktidar partilerinin sorumlulukları gereği çalışmalarını bir kenara bırakırsak, kent siyaseti yapan siyasetçi sayısını arttırabilmeyi beklerken, Akdoğan’ın il başkanlığından ayrılmasıyla Ali Molla tek kaldı.