Kurultay bitti, CHP’de tartışmalar başlıyor… Sena Kaleli isyan etti: Beni itibarsızlaştırmak istiyorlar, artık yeter

CHP’nin pazar günü yapılan birinci kurultayı akşamına ilişkin, salı günü bu sütunlarda, kurultay ayrıntısı olarak kabul ettiğimiz için üç cümlelik küçük bir kulis notu yayınladık.
O notta…
CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Sena Kaleli’nin kurultay akşamı Bursa delegelerine yemek verdiği, ancak imza atmayanları davet etmediği, davet edilmeyenlere de eski milletvekili Abdullah Özer’in yemek verdiğini yazdık.
İşte…
Bu üç cümlelik kulis notunun Kaleli için bardağı taşıran damla olduğunu dün gönderdiği, üç sayfalık yazıdan anladık.
Yazısına…
Bazı arkadaşlarını “ötekileştirdiği” izlenimi verdiği ve “öyleymiş” gibi algılanabileceği kaygısı duyduğunu vurgulayarak başlıyor.
Sonra…
Ankara’ya gidiş organizasyonu için İl Başkanı Gürhan Akdoğan’ı 3 kez aramasına karşın ulaşamadığını vurgulayıp, 25 Şubat akşamı yemeğe tüm delegeleri ve üç eski milletvekilini davet ettiğini, ancak “herkes kendi programını yaptığı için” gerçekleşmediğini anlatıyor.
Önemsediği nokta şu:
“Hayatımın hiçbir döneminde kimseyi dışlamadığım, ötekileştirmediğim gibi, hangi ideoloji, kişi ve kuruma sorgusuzca aşırı bağlıysanız, bunun sonucunun da ayrımcılık olduğuna inananlardanım. İnsana ve özgürlüklere bakış açım beni tanıyan herkes tarafından bilinir.”
Ardından…
Kendi görüşünü kabul ettirmede karşıyı hiçe sayacak yapısı olmadığını ifade edip bakışını ortaya koyuyor:
“Biz herkesin görüşlerine ve hür iradesine saygılı bir partiyiz. Farklı da düşünsek biz tüm partililerimizin kendileri için değil, parti için endişeli oldukları düşüncesiyle onlara da haklarını teslim ederiz.”
Geçmiş kurultaylarda daha kısıtlı gruplarla yemeğe gidildiği vurgusunu yaptıktan sonra da adeta isyan ediyor:
“Size bu haberi veren, bunu bir ‘ötekileştirme’ olarak sunan, her kimse; iyi niyetli olmadığı gibi, gerçek niyetini de bir şekilde açık etmiştir. Benim yaptığım veya yapmadığım, dediğim veya demediğim, bu şekilde hep çarpıtılarak, siz köşe yazarlarımıza ‘öyleymiş gibi’ aktarılması yoluyla itibarsızlaştırma eylemi, bu son olayla birlikte artık gerçekleri ifade etme hakkımı kullanma gereğini ortaya koymuştur.”
Nasıl siyaset yaptığının “artık bu kadar test ve denemeden sonra” herkes tarafından bilindiğini belirtiyor. İçini dökerken de uyarı yapıyor:
“Her siyasinin kaldıramayacağı kadar çirkinleşebilen bu tip uğraşların bir sonuç vermediği ortadayken, kendileri ile ilgili sözü olmayanların, başkaları ile ilgili söz söyleme alışkanlıklarını bırakmaları için en doğru zaman bu zamandır.”