Türkiye’nin sanayileşme hamlesi kapsamında 1973 yılında temeli atıldı…. Bursa-Gemlik Yolu üzerinde ve Gemlik girişine 7 kilometre mesafede, 950 dönümlük bir alana kuruldu.
Tesiste…
Seyreltik nitrit asit üretimi 1978, CAN üretimi 1979, amonyak üretimi ise 1993’te başladı. 2004 yılında da özelleştirme kapsamında satıldı.
Gerçi…
Kamuoyunun Gemlik’teki azot tesisleri olarak bildiği Gemlik Gübre Sanayii özelleştirmeyle satıldı ama sonrasında Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçinin ihtiyacı nedeniyle, galiba buradaki satıştan daha yüksek bedel karşılığında İran’daki özelleştirmeden gübre fabrikası satın aldı.
İşin bu boyutu ekonomik ve planlama açısından elbette farklı.
Ama…
Bir başka boyutu var ki, üretimini kullananı değil de çevresinde yaşayanı ilgilendiriyor.
Daha doğrusu…
Azot tesisinin devreye girmesinden sonra, yaklaşık 30 yıldır ortaya konan, özellikle 1999 İzmit Depremi sonrasında ilgili çevrelerin daha sık dile getirdikleri bir kaygı var.
Amacımız panik havasına yol açmak, insanları tedirgin etmek değil.
Fakat…
Bir büyük depremi yaşadığımız, yaşanan büyük yıkımlara ulusça el uzattığımız şu ortamda, eğer bir tehlike söz konusuyla, korkulan olmadan önlemini de almak gerektiğine inanıyoruz.
Onun için…
Şu söylenene kulak vermekte yarar var:
“Bursa deprem riski altında, Gemlik’ten geçen kritik bir fay hattı var. Olası bir depremde azot tesisi etkilenirse, üretimi nedeniyle kimyasal bir silaha dönüşür, Bursa’yı da içine alan bölgede tüm canlı yaşamını etkiler.”
Yani…
Bu ilgili çevrelerin söylediğine göre, olası bir büyük depremde, kimyasal özelliği nedeniyle Gemlik’teki azot tesisinin tüm binaların yıkılmasından daha büyük bir sorun oluşturabileceği anlatılıyor.
Üstelik…
Bunu bugün değil, yıllardır söylüyorlar.
Yıllar önce de tartışılan konuyu iki ay kadar önce Harita Mühendisleri Odası Başkanı Ufuk Ay gündeme getirdiğinde üzerinde pek durulmadı.
Bugün durum farklı ve duyarlılıklar biraz daha üst düzeyde.
Hele…
Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz’ın yaptığı açıklamalar kulaklarımızda:
“Gemlik’te zemin etüdü yaptırdık, ilçenin yapısı adeta balçık. En sağlam zemin ne yazık ki mezarlığın olduğu arazide çıktı.”
Bu doğrultuda…
Hep beraber oturup sağlıklı düşünmemiz gerekiyor.
Bu saatten sonra, Türkiye ekonomisi için önemi çok büyük olan koca tesisi kapatmak ya da başka bir yere taşımak söz konusu olamayacağına göre, deprem anında Bursa’nın kâbusu olmaması için gerekli önlemlerin alınması, bunun denetiminin de güvenli yapılması gerekiyor.
Çünkü…
Böylesine önemi büyük, ama bir o kadar da çevresi için tehdit oluşturan tesisin kurulduğu yer yanlış seçilmiş.
O nedenle…
Bursa kamuoyunun kaygılarının da giderilmesi gerekiyor. Bunu istemek herkesin hakkı.