10 yıl önce deniz taşımacılığı için adım atan Bilenser uyarıyor: Bursa denizde kendi ulaşımını sağlamalı

Yıl 2001… Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde Erdoğan Bilenser’in, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ise Ali Müfit Gürtuna’nın başkan oldukları dönem…
İstanbul ulaşımını denizden sağlamayı düşünen Bilenser, bu konuya İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin isteksiz yaklaştığını görünce kolları sıvadı ve harekete geçti.
Önce…
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yanı sıra Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Uludağ İhracatçılar Birliği, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin ana ortakları olduğu Bursa Deniz Ulaşım A.Ş. adlı şirket kuruldu.
Şirketin hedefi deniz ulaşımını sağlamak olarak belirlendi.
Ancak…
Yalnızca Bursa-İstanbul arasında değil, Marmara Denizi’nin başta Bandırma olmak üzere diğer bölgeleriyle de Bursa’nın denizden bağlantısının kurulması hedeflendi.
Ayrıca…
Gemlik Körfezi’ndeki yerleşim noktalarını birbirine bağlayacak deniz ulaşımı düşünüldü.
Şirket kurulduktan sonra fizibilite çalışmalarına başlandı. Hangi tonajda, nasıl bir yolcu gemisi alınması gerektiğinden kaç gemi gerektiğine kadar yolcu tahminleri yapıldı.
Hatta…
Bilet fiyatları bile belirlendi.
Sonrasında…
İspanya’dan ikinci el bir yolcu gemisi bulundu. Fakat ikinci el geminin sorun çıkarabileceği düşünülerek yeni gemi arayışı başladı. Avustralya ve İsveç’te iki üretici firmayla temasa geçildi.
Avustralya’daki üretici firma aynı zamanda İDO’nun gemilerini de yapıyordu. Firma Bursa’nın projesine çok sıcak baktı. Krediyi verecek Avustralya Eximbank’ından bir temsilci Bursa’ya gelip incelemeler yaptı.
O incelemelerden olumlu raporlar çıktı.
Her şey yoluna girerken, gemi alımında bir sürpriz ortaya çıktı.
İDO’nun Avustralya’daki üretici firmaya yazı göndererek “Bursa’ya gemi verilir de bu hatta yolcu taşımaya başlarlarsa bizim kârlılığımız etkilenir, size olan borçlarımızı ödemekte güçlük çekebiliriz” gibisinden uyardığı öğrenildi. Bu da krediyi verecek Avustralya Eximbank’ını etkiledi.
O olmayınca, başka gemi üreticileriyle temas sağlandı.
Bir yandan da…
Erdoğan Bilenser iskele sorununu çözmek üzere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ali Müfit Gürtuna ile temasa geçti.
Bilenser, geminin İstanbul’un daha merkezi durumunda olan Kabataş’a yanaşmasını istiyordu. Bursa’dan giden teknik ekipler Kabataş’ta incelemeler yaptılar. Geminin nereye yanaşacağı, iskele otoparkında kaç araç bekleyebileceği bile hesaplandı.
Dahası…
Bursa Büyükşehir Belediyesi geminin adını, Bursa Deniz Otobüsü’nün kısaltılmışı Budo olarak belirledi, dış kaplamasıyla ilgili çalışmalar tamamlandı.
Geminin bir yüzüne Bursaspor’un, diğer yüzünde Bursa’yı anlatan sloganlar yerleştirildi.
Derken…
Gürtuna yönetimi Bursa’ya Zeytinburnu yakınlarında bir iskele gösterdi. Bu iskele hem ulaşım olarak çok uzak, hem de kullanışsızdı. Proje de yaşanan tüm heyecana, hedefe doğru alınan yola rağmen gündemden kalktı.
1999-2004 döneminde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yapan ve Bursa’nın kendi deniz ulaşımını sağlamak üzere şirketi kurup önemli adımlar atan, ancak son aşamada İstanbul’un çıkardığı engeli aşamayan Erdoğan Bilenser’le bugünkü durumu konuştuk.
Öncelikle…
Başlattığı projenin sonuca ulaşamamasından dolayı üzgün. Dedi ki:
“Sefer sayısını ve saatlerini bizim belirleyeceğimiz, üzerinde Bursa yazan bir gemiyle her gün İstanbul’un göbeğine girecektik. Ama olmadı.”
Şuna dikkat çekti:
“Bugün İDO’nun özelleştirilmesi çok ciddi bir kaynak ortaya çıkardı. Oysa bizim şirket de çalışmaya başlasaydı, belki o da özelleştirilecek ve Bursa Büyükşehir Belediyesi inanılmaz bir kaynak bulacaktı.”
Projeden yine de umutlu:
“İDO satıldığına göre, siyasi baskılar üzerimizden kalktı demektir. Bu duruma gelmişken, Bursa geniş bir sahada deniz ulaşımını sağlamak üzere kendi şirketini kurup, kendi hattını oluşturmalı.”
Şunu ekledi:
“Bu hat yalnızca İstanbul’la sınırlı kalmamalı. Bandırma’dan başlamak üzere, Marmara’nın tüm büyük merkezlerini kapsamalı.”
İnancı şu:
“Ekonomi canlı, yolcu potansiyeli yüksek. Bursa Büyükşehir Belediyesi de kendi şirketini kurup kendi gemisini alarak kendi deniz yolu ulaşımını sağlayabilecek durumda.”
İskele konusuna da şöyle bakıyor:
“İDO’yla yapılan sözleşmeyi bilmiyorum. Ama incelemek gerek. Aynı iskeleden yararlanılabileceği gibi, yanına yeni bir iskele de yapılabilir.”
Heyecanını da paylaştı:
“Bursa’nın inisiyatifinde bir geminin İstanbul’un göbeğine gidip gelmesi çok heyecan verici.”