Hasan Yıldırım’a Sena Kaleli sürprizi… Disiplin için dilekçe verdi

Hasan Yıldırım geçen yılın sonuna kadar CHP Mudanya İlçe Başkanı’ydı ve yeni dönem CHP’sinin de hareketli isimlerinden biri olarak dikkat çekiyordu.
Dahası…
Yeni dönemde, Parti Meclisi’ne ve oradan da Genel Başkan Yardımcısı olduğu MYK’ya yürüdüğü yolda Sena Kaleli ile birlikte siyaset yapıyordu.
Geçen yılın sonunda, siyaset dışı konulardaki bazı iddialar sonucu görevinden alındı. Ama Kaleli ile birlikte siyaset yapmaya devam ettikleri görüldü.
Nitekim…
Süreçte yaşanan gerginliğin sonucu olarak Hasan Yıldırım 7 Ağustos’taki CHP İl kongresi sırasında salonda eski milletvekili Abdullah Özer’e yumruk attığında, Kaleli de olayla ilgili görüşünü soran gazetecilere “bunun bir rövanş olduğunu” söyledi.
Sonrasında…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun direktifi, yumruğu yiyen eski milletvekili Abdullah Özer’in de şikayetiyle CHP İl Yönetim Kurulu geçtiğimiz hafta pazartesi akşamı Hasan Yıldırım’ı partiden ihraç istemiyle İl Disiplin Kurulu’na sevk etti. Disiplin Kurulu da salı akşamı toplanıp, Yıldırım’dan 15 gün içinde savunmasını vermesini istedi.
Yıldırım ise, savunmasını vereceğini söyledikten sonra, bazı hazırlıkları olduğunu ve bombalar patlayacağını söyledi.
İşte…
Bu dosyadan sürpriz bir dilekçe daha çıktı.
Dilekçe…
CHP Parti Meclisi Üyesi unvanıyla Bursa Milletvekili Sena Kaleli’ye ait.
“Partinin telafisi zor duruma düştüğünü” ifade eden Kaleli, sonrasında “görüş farklılıklarının konuşulduğu kongrelerde bu tür olayların olmaması gerektiğini” söylüyor ve “parti içi disiplinin işletilmesini” istiyor.
Aslında…
Siyasette şiddete, hem de kongre salonunda yaşanan şiddet olayına karşı üst yönetici-milletvekili konumundaki bir partilinin tepki vermesi doğal.
Ne var ki…
Kaleli, bugüne kadar Yıldırım’la birlikte siyaset yaptı, hatta kongre salonundaki olay yaşandığında “rövanş” tanımlamasıyla haklılık payı verdi.
Şimdi disiplin istemesi o nedenle dikkat çekici.
Acaba…
Bu dilekçeyi “Yolları ayrıldı” diye mi, yoksa “Kaleli de artık yoruldu” diye mi, ya da “Yukarısının bakışı” diye mi yorumlamak gerekiyor?