Uzmanı bir yıl önce uyardı, yamaçlar ve derelerdeki sel felaketi göz göre göre geldi

Arşivimizi açıp baktık… İstanbul’da aşırı yağış sonucu dere taşmasıyla yaşanan ve İstanbul caddelerini Venedik’e çeviren sel baskını sonrası, o zaman yazdığımız Olay gazetesinde aynı sorunun Bursa için de potansiyel kâbus olduğunu dile getirmişiz.
Bunun üzerine…
Bursa’nın “belediyeciliğin ve şehirciliğin kitabını yazan” uzmanlarından olan, 1989-1999 dönemi Nilüfer Kurucu Belediye Başkanı olarak görev yapan, aynı dönem Büyükşehir İmar Komisyonu Başkanlığı’nı üstlenen Ziya Güney de aynı kaygıları taşadığını ortaya koyan bir elektronik posta yollamış.
Biz de…
11 Eylül 2009 tarihli Olay gazetesinde bu iletiyi aynen şu satırlarla yorumlayıp yayınlamışız:
…Dün gönderdiği elektronik postada Bursa’ya ilişkin dünkü kaygılarımıza dikkat çeken Güney, önce 1989′da Gökdere’de suların yükselmesi sonucu Setbaşı Köprüsü altında DSİ tesislerine park eden araçların ovaya kadar sürüklenişini anımsatıyor.
Dönemin…
Büyükşehir Belediye Başkanı olan rahmetli Teoman Özalp ile birlikte gelişmeleri yerinden izleyip çalışmaları yönettiğini, gerekli önlemleri aldıklarını, çevre binaları boşalttıklarını belirten Güney, o güne ilişkin bilgi ve gözlemlerini bizimle paylaşıyor.
Ardından…
Yazınızda da belirttiğiniz gibi Bursa’mız için de Gökdere, Cilimboz, Nilüfer Vadisi, Karıncalı derelerine ilaveten, Yıldırım’da Deliçay çevresindeki yerleşim ve sanayi alanlarında sel riski bulunuyor” diyor.
Bu derelerin en kısa sürede ıslah edilmesini, çevrelerinde kaçak ya da planlı hiçbir şekilde yapılaşmaya müsamaha gösterilmemesini istiyor.
Cilimboz’un üstünün kapatılmasının ve Nilüfer Vadisi yatağının daraltılarak düzenlemeler yapılmasının taşkın riskini daha da arttırdığını kaydediyor.
Sonra da…
Çok önemli bir noktaya işarat ediyor:
“Kentimizin topoğrafik yapısı nedeniyle, üst mahalle ve semtlerden gelen sel suları, yapılan yağmur suyu kollektörlerine rağmen alt mahalellerde su baskınlarına yol açıyor.”
Bunu önlemenin yolunu gösteriyor:
“Üst mahalellerdeki cadde ve sokaklara asfalt yerine parke taş döşenmeli. Bu sayede suyun bir bölümü yer altına gider ve alt semtlere ulaşacak su miktarı azalır.”
Bu sayede…
Asfaltta boğulan çınarların yeniden yaşama ortamı bulabileceğini, altyapı arızalarına da yolu bozmadan müdahale edilebileceğini eklerken, “Batı, özellikle kent merkezlerinde asfaltı terkedeli yıllar oldu” diyor.

••••••••••
Söyleyecek başka söze gerek yok.
Görüldüğü gibi…
Bursa’nın yaşadığı bu sel baskını felaketini tam bir yıl önceden işin uzmanı konumundaki Ziya Güney görmüş ve ilgilileri uyaracak şekilde öngörüsünü paylaşmış.
Açıkça söylemek gerekirse…
İstanbul’daki sel felaketinden Bursa’daki yerel yönetimlerin gerekli dersi almadıkları gibi, yapılan uyarıyı da umursamadıkları ortada.
Gerçi…
Bir ara Cilimboz Deresi’nin temizleneceğine dair Büyükşehir Belediyesi açıklama yaptı ama onun da tam anlamıyla yapılmadığı anlaşılıyor.
Yanı sıra…
Bursa’nın genç inşaat mühendislerinden Sadettin Topçu da, bu konunun bir başka uzmanı olarak gözlemlerini bizimle paylaşan bir elektronik posta gönderdi.
Topçu’nun uzmanlığı, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisansını Hidrolik Ana Bilim Dalı’nda yapmış olmasından kaynaklanıyor.
Yani…
Dereler ve taşkınlara yol açan etkenler konusunda gerçek bir uzman.
Nitekim…
İnşaat Mühendisi Sadettin Topçu gönderdiği iletiye “Yüksek Lisansımı YTÜ Hidrolik Anabilim Dalı’nda yani bu konularla ilgili bir alanda yapmaktayım. Ve geçtiğimiz yıl İstanbul’da yaşanan sel ve taşkın olaylarından sonra YTÜ tarafından hazırlanan raporu gözlemleyen ve gören biri olarak Bursa’da yaşanan bu son sel ve taşkın olaylarıyla ilgili şunları söylemek isterim” diye başlıyor ve şu tespitini paylaşıyor:
“Ülkemizin her şehrinde olduğu gibi Bursa’da da derelerin yataklarının ıslah edilirken mühendislik kriterlerinin görmezden gelindiğini zaten bilmekteyiz. Derelerin üzerinden geçen köprülerin, suyun rahat bir şekilde akmasını engelleyecek şekilde derelerin yatak akış kesitlerini daralttığını gözlemlemekteyiz.”
Örnek veriyor:
“Bursa’da buna en bariz örnek Acemler Köprüsü’nün daralttığı akış kesitini gösterebiliriz.”
Konuya teknik açıdan yaklaşıp sorunu şöyle gösteriyor:
“Geçtiğimiz yıl yaşanan İstanbul’daki taşkınların en büyük nedeni, üzerinden geçtiği derenin akış kesitini daraltan şekilde inşa edilmiş köprülerdir. Bu şekilde yapılmış köprüler ve akış kesitinin daraldığı bölgeler incelenmeli ve bir daha bu şekilde taşkınlar yaşanmaması için acilen doğru bir şekilde düzenlenmelidir.”
Bir uyarı daha yapıyor:
“Bunun dışında şehrimizin yüksek kesimlerinde feyezana neden olan bu yağışlarda zararı en aza indirmek için selin geldiği yamaçlarda ıslah sekileri, boşaltım kanalları ve koruma seddeleri  projesine uygun bir şekilde inşa edilmelidir.”
Uzmanların söyledikleri, uyarıları, önerileri ortada.
Bakalım…
Bu seslere yerel yönetimlerde kulak veren çıkacak mı? Eksikler ya da yanlışlar düzeltilecek mi? Yoksa zaman zaman aşırı yağışla inen sellerde Bursa aynı sıkıntıyı yaşamaya devam edecek mi?