Saadet yol ayrımında… İki koldan harekete geçen Erbakan yeni teşkilatlar için il sorumlusu atamıştı, şimdi kaybedenin parti kuracağı süreç başladı

Pazar gününden bu yana Saadet Partisi’ndeki kıpırtıları izliyoruz… Çünkü, bugün farklı boyutlara ulaşan gelişmelerin bir başka kolunun başlangıç noktası pazar günüydü.
O başlangıç noktasını ise teşkilat harekâtı oluşturuyordu.
Öteki konu…
Yani, kurultayın olağanüstü toplanması için başlatılan hukuki süreçler zaten devam ediyordu.
Numan Kurtulmuş ekibinin kazandığı olaylı kurultayda yönetim dışında kalan Milli Görüş’ün efsane lideri Necmettin Erbakan ve ekibi partiye dönüş, yani yeniden yönetimi ele alma konusunda olağanüstü kurultay için imza toplamışlar, ancak SP Genel Merkezi 35 delegenin imzasını geri çekmesinden sonra bu başvuruyu kabul etmemişti.
Bununla birlikte…
Erbakan’la birlikte hareket eden ekip, olağanüstü kurultay istekli 17 dava açmıştı.
Davalar sürerken, Erbakan yine de işi şansa bırakmak istemedi. İmzasını çeken kurultay delegelerini de dikkate alarak Genel Merkez yanlısı teşkilatları ve buralardaki delege yapısını değiştirmek üzere yeni bir model geliştirdi.
Model…
Yaşanan gelişmelerde Genel Merkez’le birlikte olduğunu açıklayan illerde imza toplayarak olağanüstü kongreler yapılmasını ve bu yolla yeni bir yapının oluşturulmasını sağlamak üzerine kuruluydu.
Gerçi…
Olağanüstü kongrelerde delege seçimi yapılmıyor ama olağanüstü kongrelerle yönetimlerinin değişmesi halinde parti ve delege üzerinde etki sağlanması hedefleniyordu.
Nitekim…
Pazar günü teşkilat harekâtı olarak adlandırılan gelişmelerin ilk adımı atıldı.
Erbakan tarafından, Genel Merkezci bilinen illerde kongreye yönelik çalışmalar yapmak üzere Milli Görüş İl Sorumluları atandı.
Bursa da bu süreçte başından beri tavrını Genel Merkez ve Genel Başkan Numan Kurtulmuş’tan yana koyan teşkilatlardan biri.
Kulislerde konuşulanlara göre Erbakan tarafından Bursa’ya Milli Görüş İl Sorumlusu olarak damadı Mehmet Altınöz’ün ağabeyi Orhan Altınöz atandı.
O da…
Yani Orhan Altınöz de pazartesi sabahından itibaren SP il delegeleriyle temasa geçti. Görüştüklerine, Erbakan Hoca’nın isteği doğrultusunda “olağanüstü il kongresi için imza” toplanması düşüncesinden söz etti, bir anlamda nabız yokladı.
Bu arada…
Pazartesi günü Ankara’da SP’nin Erbakancılar’dan oluşan Yüksek İstişare Kurulu ile Kurucular Kurulu toplandı ve onlar da SP Genel Merkezi’ne olağanüstü kurultay çağrısı yapma kararı aldı. Bu karar da teşkilatlara elektronik postalarla duyuruldu.
Bir yandan bu girişimler başlamışken, çarşamba günü yerelde organizasyona ihtiyaç bırakmayan gelişmeler oldu.
O gün…
Olağanüstü kurultay için açılan 17 davadan 3’ünün duruşması vardı. Bu üç davadan 2’sinde yargıçlar kurultayı gerekli görmezken, bir mahkeme olağanüstü kurultay kararı verip Saadet Partisi’ni kurultaya götürmesi için de kayyum atadı.
Aslında…
Bu da SP kulislerinin beklediği bir sonuç. Açılan 17 ayrı davadan birinin kongre kararı vermesi beklendiği için, çok fazla sürpriz etkisi yapmadı.
Yaşanan şok…
Türkiye’de ilk kez bir partinin genel merkezinin kayyuma devredilmesi ve kayyum nezaretinde kurultay yapılacak olmasından kaynaklanıyor.
Bir bakıma…
Yakın süre öncesine kadar Bursa’da kayyumlu ilçe ve il kongreleri yapan DP’ye gülen SP kadroları, şimdi genel merkezlerinin kayyuma teslim edilmesinin şaşkınlığını yaşıyorlar.
Nitekim…
Kararın açıklanmasından sonra SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş bugün için hem Genel İdare Kurulu’nu, hem de il başkanlarını toplantıya çağırdı.
Ankara’daki toplantılarda değişik senaryolara göre yol haritaları üzerinde üzerinde durulacak.
En önemlisi…
“Bundan sonra neler olabilir, olasılıklara karşı biz ne yapalım?” sorularına cevap aranacak.
İşte…
Gelinen noktada en önemli soru da bu: Bundan sonra ne olacak?
Sorunun önemi, ne olursa olsun Saadet’te bir yol ayrımı yaşanacağının artık herkes tarafından görülmesinden kaynaklanıyor.
Eğer…
Kurultay toplanır da Numan Kurtulmuş yeniden kazanırsa, ikinci kez kaybeden Erbakan ve ekibi için ayrılıp yeni bir parti kurmaları söz konusu olacak.
Ama…
Böyle bir sonuç bile Kurtulmuş için yeterli değil. Çünkü kazansa bile vazo çatladığı için rahat edemeyeceği çok açık şekilde ortada.
Bununla birlikte…
Kurtulmuş’un kaybetmesi halinde Saadet’te kalabilmesi ve burada siyaseti sürdürebilmesi de pek mümkün gözükmüyor.
Yani…
Kim kazanırsa kazansın, kaybedenin yeni bir parti kuracağı süreç başlamış durumda.
Bu noktada…
Olaylı kurultay sonrası bu sayfalarda Saadet Partisi ile ilgili olarak 24 Ağustos 2010 günü yaptığımız bir değerlendirmeyi tekrarlamakta yarar görüyoruz:
…İç işleyişinde disiplini ve tek karar doğrultusunda sadakat ve itaate dayalı yönetim anlayışıyla bilinen Saadet’te ilk kez ikilik oluştu.
SP yöneticileri de tabanı da buna alışkın değiller.
Kamuoyu gündemine protesto ya da gerginlik olarak yansıyanlar da, ikili yapıya alışkın olmayan SP’de sancının ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu sancı…
Taraflardan birinin yeni bir Milli Görüş partisi kurmasıyla sona erer. O parti kurulmadan da SP’deki şiddetten doğan sancı dinmez.