Harun Akın’ın siyaset yaşamının başlangıcında Adalet Partisi Gençlik Kolları var. Ama siyasetteki çıkışını Doğru Yol Partisi’nde yaptı.Yıllarca DYP İl Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldı. İki kez DYP Bursa İl Başkanlığı yaptı.
DYP’nin politika üreten ve tabanda gücü olan siyasetçilerinden biri oldu.
Ardından…
Süleyman Soylu döneminde önce DP Genel İdare Kurulu’na girdi, sonra da Genel Başkan Yardımcısı oldu.
AP’den bu yana, DYP ve bugünkü DP dönemlerinde Bursa’dan yetişip de genel başkan yardımcılığı yapan tek isim.
Ama…
Savunması bile alınmaksızın, 3 günlük bir süreç içinde DP’den ihraç edildi.
Kararın gerekçesi, eski genel başkan Süleyman Soylu ile birlikte, referandumda evet oyu çalışması için yurt gezileri yapmaktı.
Gerçi…
Bu sayfalarda da yer verdiğimiz referandumda evet oyu için çalışma gerekçesinin başında “1960 ihtilali, 1971 muhtırası, 1980 ihtilali, 28 Şubat muhtırası gibi müdahalelerin hep AP/DYP misyonuna karşı yapılmış olması” ile, “Yapılacak anayasa değişikliğinin sivil anayasanın önünü açacağı” inancı var.
Partisinin hayır kararına karşı evet için çalışmaya başlarken de “Siyasi partiler yasası ve parti tüzüğü gereği referandumda bağlayıcı karar alınamayacağı” hükmünden yola çıktığını her fırsatta tekrarlıyor.
Harun Akın, gerek DP’den ihracı için düğmeye basıldığı süreçte, gerek karar için yönetim kurullarının harekete geçtiği süreçte, gerek İl Disiplin Kurulu’nun hakkında partiden kesin ihraç kararı verdiği süreçte hiç konuşmadı.
“Hele kararı bir tebliğ etsinler, göreyim” dedi.
O tebligat…
Cuma günü öğleden sonra kendisine kargoyla ulaştı.
Bugün konuşurken, “Bu ihraç kararını nasıl yorumladın?” diye sorduğumuzda, Harun Akın da ilk defa içini döktü.
Yorum yapmadan önce de, 14 yıl geriye gitti:
“1996 yılında Sayın Hüsamettin Cindoruk liderliğinde 45 milletvekili bir gecede Doğru Yol Partisi’nden ayrılarak logosundan dolayı halk arasında ‘Şemsiye Partisi’ olarak bilinen Demokrat Türkiye Partisi’ni kurdular.”
Yorumu sert:
“Bana göre Türkiye’nin en ayıplı siyasi partisidir.”
O partinin kaderini de anımsattı:
“Kurulur kurulmaz hükümet ortağı olmalarına karşın, ilk seçimde yüzde yarım gibi bir oy alarak Türkiye’d6eki siyasi partiler mezarlığına yerini aldı.”
14 yıl önceden bugüne geldi:
“Bugün Demokrat Parti’yi idare edenler, o gün yani 1996’da Doğru yol Partisi’ni bölen ve Demokrat Türkiye Partisi’ni kuranlardır.”
Bir adım daha attı:
“O gün ‘bir bölen’ olarak adlandırılan Sayın Hüsamettin Cindoruk bugün Demokrat Parti’nin genel başkanı. Onun adına hareket edenler de 1996’da yarım kalan DYP/DP’yi yok etme işini tamamlamak için büyük bir mücadele veriyorlar. O gün yarım kalan işi bugün tamamlamak istiyorlar.”
Bu noktada…
Son iki yıldaki Cindoruk söylemlerini anımsatıyor:
“Sayın Cindoruk bundan iki sene önce ‘Türkiye’de solu güçlendirmek lazım’ gibi bir iddiayı ortaya koydu. DP Genel Başkanı olduktan sonra da bir merkez söylemi tutturdu. Bunun içine Sayın Celal Doğan gibi isimleri kattığını söyledi.”
Soruları şunlar:
“Acaba Sayın Cindoruk’un bugünkü fikri nedir? Acaba Sayın Celal Doğan gibi arkadaşlar neredeler?”
Sorulara kendisi cevap verdi:
“Bana göre bugünkü fikri, DP’yi bitirmek ve kafasındaki solu güçlendirme düşüncesini hayata geçirmek, böylece DP’yi CHP’ye payanda etmek istiyor.”
Bir sorusu daha var:
“Bizim referanduma evet dememiz eğer partiden atılma gerekçesiyse, merak ediyorum acaba 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde CHP’ye oy verdiğini itiraf eden Sayın Cindoruk’un cezası ne olmalı?”
Tam da bu noktada…
Dönüp Süleyman Soylu değerlendirmesi yapıyor:
“Korkunun ecele faydası yok. Bu yapılanlar Süleyman Soylu ve ekibinden korktuklarının işaretidir. Çünkü, Demokrat Parti’yi yok etme planlarının önündeki en büyük engel Süleyman Soylu ve ekibidir. Bu ekibi partiden ihraç ederek DP’yi CHP’ye payanda yapma yolundaki engeli ortadan kaldırmış olacaklar.”
Uyarı da yaptı:
“Ama unutulmamalı ki, DP damarı çok güçlü bir damardır. Bu güçlü damarı kurutmaya, misyonu yok etmeye bugüne kadar kimsenin gücü yetmedi, bundan sonra da yetmeyecek.”
••••••••••
Peki…
DP’den ihraç edilen Harun Akın’ın, bugün DP Genel Başkanı olan Hüsamettin Cindoruk hakkındaki düşüncesine karşın acaba kendisiyle ilgili planı ne?
Sorumuza şu cevabı mesaj gibi bir örnekle verdi:
“1980’den önce yüksek okul öğrencisiydim. Fikirlerimden dolayı okuldan atıldım. Ama düşündüklerimi söylemekten hiçbir zaman geri durmadım. Verdiğim siyasi mücadeleyle yeniden okuluma dönüp tahsilimi tamamladım.”
Şöyle devam etti:
“Bugün de DP’den düşüncelerimden dolayı atılıyor olmam beni doğruları konuşmaktan ve düşüncelerimi söylemekten vazgeçirmeyecek.”