Yapraklar tek tek düşüyor… Demokrat Parti’de Anavatan kanadından bir yaprak daha düştü

Konu her açıldığında tekrarlıyoruz… Siyasette alternatif arayanlar için Demokrat Parti ile Anavatan Partisi’nin birleşmesi, sinerji oluşturması açısından önemliydi.
Gelin görün ki…
Yıllarca birbirleriyle mücadele eden iki partinin birleşmesinden daha güçlü bir görüntü çıkmadı.
Aksine…
Birleşmeden bu yana DP’de iki kanat arasında mücadeleye dönüşen ciddi bir ayrılık yaşanıyor.
Daha doğrusu, yaşanıyordu.
Görünen o ki…
DP bünyesi içinde zoraki birliktelik haline gelen bu ikili yapı artık yolun sonuna geliyor.
Aslında…
Bugünün gelişmelerini ilk fark eden Anavatan’ın son Osmangazi İlçe Başkanı olan ve yeniden yapılanma sürecindeki DP’de Ayhan Barışıcı başkanlığındaki yönetimde İl Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Önder Ersoy olmuş.
Daha olağanüstü kurultayın yapılmasından önce, 11 Haziran 2010 günü “DP’de Anavatan kanadından ilk ayrılık” başlığı altında Önder Ersoy’un şu açıklamasına yer verdik:
“Yaşanan süreçte son alınan kararlar nedeniyle ve günümüze kendini adapte edemeyen, 46’ları aşamayan, alternatif üretemeyen, kendi içinde birlik sağlayamayan bir zihniyetin içinde bulunmanın siyasi misyonumuza uygun olmadığını düşünmem nedeniyle 05.06.2010 tarihi itibari ile Demokrat Parti ile ilişiğimin kalmadığını size ve sizin aracılığınızla tüm DP’li arkadaşlarım ile Bursa kamuoyuna iletmek isterim.”
Bu ayrılığın ardından DP olağanüstü bir kurultay yaşadı. Bursa’daki olağanüstü il ve ilçe kongrelerinde dışarıda bırakılmışlık duygusu yaşayan Anavatanlılar bu kez 18 Haziran kurultayı sonrası alnı duygunu genelde yaşadılar.
Bu sayfada tüm gelişmeleri aktarmaya çalışıyoruz. Salih Uzun’un Genel Başkanvekilliği’nin bırakmasının ardından yeni süreçte ilk ayrılık Salim Dere’den gelmiş, Sefa Gönen de onu izlemişti.
Şimdi de elimizde Yusuf Özkök’ün bize gönderdiği açıklama var.
O da…
Önce kendi siyasi geçmişini anlatarak mesajına başlıyor:
“Ben Anavatan Partisi’nin hızlı olduğu dönemlerde, merhum ilçe başkanımız Mehmet Köse’nin Osmangazi İlçe Başkanlığı’nı kazandığı süreçten beri aktif siyasete başlamış biriyim. Her kademede görev yaptım. Recep Balı ilçe başkanıyken Gençlik Kolları başkanlığı, sonrasında ilçe yöneticiliği, 2005’te tekrar ilçe yöneticiliği, 2007’de kısa dönem parti müdürlüğü, 2009’da Önder Ersoy ilçe başkanıyken başkanvekilliği, birleşmede Muharrem Şenocak yönetiminde DP Osmangazi İlçe Teşkilat Başkanı olarak kayyuma verilinceye kadar görev yaptım.”
Sonrasında…
Gerek Genel Merkez’de, gerek Bursa yerelinde ortaya çıkan egolardan yakınıyor ve Bursa’nın GİK üyelerinin sessiz kalmaları nedeniyle “iki teşkilat arasında polemik ve koltuk kavgası başladığını” öne sürüyor.
DP’
nin Anavatan kanadı olarak listelere alınmamalarının kendilerini siyasetten soğuttuğunu ifade ediyor.
Ardından da…
Gelinen noktada verdiği kararı bizimle paylaşıyor:
“Koltuk ve makam egolarına mahkum olan bir partinin son döneminde aktif görevde olduğum için, yolda karşılaştığım arkadaşlarımın sözlerinden sıkıldım. Üyeliğimiz yapılmadığı için istifamız söz konusu olamıyor. O nedenle, sizin değerli kaleminiz aracılığı ile kamuoyuna duyurmak isterim ki Yusuf Özkök’ün bugün itibariyle bu partiyle ilişiği ve alakası kalmamıştır. Bilgilerinize…”
Gerçi…
Olan bitenleri yazdığımızda yapılan kimi yorumlarda DP içindeki Anavatan’a yönelik varlık sorgulamalarına rastlıyoruz. Birleşme öncesi Anavatan’ın içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında bu tür soru ve sitemlere hak vermemek elde değil.
Ama…
Siyaseten güçlenmek için birleşen iki partinin bugün yolları ayırmakta olmasını da önemli buluyoruz. Bu süreçte bize düşen görev, yaşananları kayda geçirmek oluyor.
O bakımdan…
Tek tek düşmeye başlayan yaprakları, artık en tepede bulunanların da önleyemeyeceği izlenimi edindiğimiz için, bu işin sonunun nereye varacağını biz de merak ediyoruz.