Bursa MHP davasında yargılanan 200’e yakın Ülkücü Başbakan Erdoğan’a Emirsultan Mezarlığı’ndan seslendi

Referandum yaklaşırken oluşan evet ve hayır oyu cepheleri arasında başlayan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gözyaşlarının da karıştığı polemik bugün sert bir açıklamaya konu oldu.
Üstelik…
Erdoğan’ın anlatırken gözyaşlarını tutamadığı konuşmasında anımsattığı 12 Eylül’de yargılanan Ülkücü gençler bugünkü sert açıklamalarını, Emirsultan Mezarlığı’nda ve 12 Eylül’de yaşamlarını kaybetmiş Ülkücülerin mezarları başında yaptılar.
Açıklamanın en önemli özelliği, 12 Eylül sürecinde MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Bursa Davası iddianamesinde adları yer alan 200’e yakın Ülkücünün bir araya gelmesiydi.
O davada yargılananlar adına Hikmet Barış’ın okuduğu açıklama, Erdoğan’ın konuşmasıyla başlayan Ülkücü tabana evet oyu vermeleri çağrısına da cevap oluşturdu.
12 Eylül’de yaşamlarını yitiren Ülkücüler için duaların da okunduğu açıklamada, “eski Ülkücülerden destek isteme” kampanyasına karşı “Ülkücülerin eskisi olmaz” denilen ve yargılanan Ülkücüler adına Hikmet Barış’ın okuduğu, 1980’deki son Ülkü Ocakları Başkanı Recep Ekici’nin de katıldığı açıklamada şu ifadelere yer veriliyor:
“Sayın Başbakan yıllarca hakaret ettiği ülkücülere referandum endişesiyle övgüler yağdırmaktadır. Yıllarca bu Başbakan Ülkücülere hitaben faşist, ırkçı, kafatasçı, elleri kanlı katiller, kanla beslenenler, kavgacı gibi sıfatlar yakıştıran değil midir? Bugün ne oldu da mazilerini anlatıp ağlıyor?”
Sorular devam ediyor:
“Sayın Başbakana soruyoruz. Belli ki oylama sonucundan endişe ettiğin bu paketi hazırlar iken kime sordun? Bu ülkede yaşayanlar olarak hepimizi ilgilendiren Anayasa paketi ile ilgili görüşümüzü ve katkımızı neden almadın? Toplumun bütün kesimlerini bu sürece neden katmadın? Yoksa başka, tehlikeli, bizden sakladığın hesapların mı var?”
Sonra da…
Yine doğrudan Başbakan Erdoğan’a sesleniliyor:
“Sayın Başbakan, Ülkücüler kendi hesabını görür. Yıllarca hakaret ettiğin Ülkücülerin abisi, hamisi olmak senin haddine düşmez. İnandırıcı da olmaz. Asla sana inanmıyoruz. Bizler Türk milliyetçisiyiz. Sizin Türk kelimesinden nasıl rahatsız olduğunuzu da biliyoruz. Kaldı ki partiniz AKP, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nın hesabını soracak bir siyasi geleneğin adı değildir.”
Şuna dikkat çekiliyor:
“AKP’nin önümüze getirdiği anayasa değişikliği ile kimseden hesap sorulacağı da yoktur. 12 Eylülcülerin yargılanmasının önündeki engel olan geçici 15. maddeyi kaldırarak darbecileri yargılayacağını ima etmektir. Evet sadece ima ediyor. İddia etmiyor. Yani biz darbecileri yargılayacağız demiyor. Çünkü hukuken böyle bir şeyin mümkün olmayacağını biliyor.”
Ardından…
“Gaye üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir” denildikten sonra 12 Eylül mağduru Ülkücüler adına şunlar söyleniyor:
“Fikirlerimize her fırsatta saldıranların, bizim acımızı anlamaları, yaramıza merhem olma ihtimalleri yoktur. Bizim saçımızdan, bıyığımızdan rahatsız olanlar, bizler zindanlarda çile çekerken, işkenceler görürken Kasımpaşa’da maç yapanların bizi anlama ihtimalleri hiç mi hiç yoktur.”
Referanduma yönelik karar da şu sözlerle açıklanıyor:
“Sonuç olarak, Türk milliyetçiliği fikrine sistemli bir şekilde düşmanlık yapanlarla aynı yolda yürümemiz mümkün değildir. Türk’çe düşünmeyen, Türk’çe inanmayan, Türk’e göre ülkeyi yönetmeyen, Türk düşmanlarıyla yoldaş olanlarla birlikteliğimiz olamayacaktır. Bütün bunların ışığında, 12 Eylül de referanduma hayır ve bu zihniyete sonsuza kadar hayır denilecektir.”

Tanıtım Yazısı

Dolum ve kapama makineleri nelerdir?

Gıda sektöründen kimya endüstrisine kadar geniş bir yelpazede kullanılan dolum ve kapama makineleri, üretim süreçlerinin vazgeçilmez parçalarıdır. Modern üretim hatlarının kalbinde yer alan bu makineler, […]