Süleyman Demirel bu ülkeye çok uzun yıllar başbakan olarak hizmet etti. Siyasette nice badireler atlattı ama hepsinden kurtulup yine ayağa kalktı ve siyaset yolunda yürümeye devam etti.
Son olarak da…
9. Cumnurbaşkanı olarak içte ve dışta, taraflı-tarafsız herkesin gönlünü kazanan lider oldu.
Bütün bu süreçte…
Adalet Partisi’nden bu yana önderlik ettiği misyonun vazgeçilmez lideri oldu. Görüşü her zaman önemsendi, söylediğine her zaman itibar edildi.
Nitekim…
Düne kadar Doğru Yol Partisi ile ilgili konularda kapısı çalınıp görüşlerini öğreniliyordu. Bugün Demokrat Parti için, dahası Anavatan Partisi ile birleşen Demokrat Parti için görüşüne başvuruluyor.
Partililer…
Onun işareti ve gösterdiği hedef doğrultusunda çalışmalarını planlıyorlar.
O nedenle de…
Ankara’da Güniz Sokak’taki evi her gün, üstelik günün her saati ziyaretçilerle dolup taşıyor.
Zaten…
Demirel de siyasetin nabzını böyle tutuyor. Anadolu’nun dört bir yanından gelen insanları dinliyor.
Bu kapsamda…
Bursa’da AP-DYP-DP çizgisinde, parti içinde hep aktif olan, camianın sevilen ve sayılan isimleri arasında yer alan Celal Gül de, Ahmet Dönmez ile birlikte Süleyman Demirel’in görüşlerini almak için Güniz Sokak’taki evinde ziyarete gitti.
Genel durumla ilgili sohbet sırasında Demirel, hükümetin izlediği politikaları eleştirirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için “Türkiye’deki işleri bıraktı, İran için uğraşıyor. Onu da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar” dedi.
Ardından…
CHP’deki gelişmeleri ve kurultayı değerlendirirken, “Baykal’ın böyle bir işin içinde olacağına inanmıyorum ama gurur meselesi yapıp aday olmadı. Yeni yapılanmayı da izliyorum… CHP bundan iyi puan toparlar” şeklinde düşüncelerini dile getirdi.
Bu noktada…
Gül şu bilgiyi aktarıp görüş istedi:
“Bursa’da il kongresini yaptık… Deneyimli arkadaşlarımız göreve geldiler. Fakat her taraftan Sayın Tansu Çiller’le ilgili talepler geliyor. İnsanlar Sayın Hüsamettin Cindoruk Bey’in değişmesi gerektiğini söylüyorlar.”
Bunun üzerine…
Demirel de şu değerlendirmeyi yaptı:
“1991’de yüzde 27-28’le iktidara geldik. Ama sonrasında parti başarısızlık nedeniyle baraj altında kaldı. Bizim gibi ANAP da zor duruma düştü. Bugüne kadar bu iki partinin birleşmesi çok konuşuldu. Ama kim bu birleşmeyi gündeme taşıyıp başarabildi? İşte Hüsamettin Bey bunu becerdi.”
Şöyle devam etti:
“Ben izliyorum, televizyonlarda açık oturumlara katılıyor, konferanslar veriyor. Katıldığı her ortamda görüşlerine itibar ediliyor, diğer konuşmacılar onun söylediklerini tasvib ediyorlar, değer veriyorlar.”
Tam burada durdu ve şunu söyledi:
“Şimdi duyuyorum, Hüsamettin Bey için heyecansız diyorlar. O heyecanı da sizler verin. Ben hapisteyken vermiştiniz, şimdi yine verin.”
Ardından da…
Sözü DP’nin 12 Haziran’daki kurultayına getirdi:
“İsteyen herkes çıkar genel başkanlığa aday olabilir. Ama Hüsamettin Cindoruk iki partiyi birleştirerek büyük bir iş yaptı. Şimdi hakkında çıkarılan laflar maksatlı.”
Sonra da…
Her zaman olduğu gibi, Bursa’daki DP teşkilatlarına özel bir mesaj gönderdi:
“Bursa’daki arkadaşlarımızın hepsine benim selamımı götür. Partiyi toparlasınlar. Ben Bursa’yı iyi biliyorum. Oradaki arkadaşlarımın hepsini isim isim sayarım. Demokrasimizde Bursa’nın çok önemli bir yeri vardır. Yeniden demokrasiye dönüş yine Bursa’dan olacaktır.”
Şunları da ekledi:
“Kadere teslim olmamak lazım. Herkes görevini yapacaktır. Bursa’daki herkesin gözlerinden öpüyorum.”
