Bursa Valisi Şahabettin Harput’un, görev anlayışı olarak farklı kılan çok önemli bir özelliği var: Hem devleti, hem milleti iyi biliyor; yönettiği kentin çıkarları için elini taşın altına sokmaktan çekinmiyor.
Daha açık söylemek gerekirse, Vali Harput’un görev anlayışını iki ayrı aşamada değerlendirmek gerekiyor.
Birincisi…
Toplumun kafasındaki ana imaj olan “devlet baba” modelinin gerçek bir yansıması. Hem bürokraside beraber çalıştığı kadrolara, hem milletten gelen istek ve sorunlara devlet baba sıcaklığında yaklaşıyor.
Çok deneyimli bir mülki amir olduğu için de, içselleştirdiği bu görev anlayışı ile farkını ortaya koyuyor.
Öyle ki…
Görevi gereği devlet-millet ilişkisini sağlarken bazen devlet baba olup devletin gülen yüzünü ve sıcak elini uzatıyor, bazen de bir belediye başkanı gibi sorunların çözümü için katkı sağlıyor,
İkinci olarak…
Valilerin, yönettikleri kentle ilgili spesifik konulara pek fazla karışmamalarına karşın, Vali Şahabettin Harput görev anlayışı gereği elini taşın altına sokan bir vali olarak dikkat çekiyor.
Her konuda cesur adımlar atıyor, bazen öncü oluyor, bazen kamuoyunu bilgilendiren rehber olarak Bursa’da yaşayanların karşısına çıkıyor.
Bu noktada da…
İlk gününden bu yana Bursa’da özel önem verdiği iki konu dikkat çekiyor: Eğitim ve turizm.
Örneğin…
Eğitim konusunda, hayırsever katkısıyla okul yapımı için özel uğraşlar veriyor. Hayırseverleri okul yapmaya teşvik ediyor, ikna edici görüşmeler yapıyor.
Nitekim…
Özel çabaları sonucu Bursa şu anda hayırsever katkısıyla en çok okul yapan il konumunda bulunuyor.
Yanı sıra…
Vali Harput’un turizm için de risk alan bir çalışma anlayışı olduğu görülüyor.
Bu kapsamda…
Kentin bazı kesimlerinde tartışılsa bile Bursa’yı termal kent yapma hedefiyle sondajlar yapılması için kararlılık sergiliyor.
Bir yandan…
Bursa’nın turizm merkezi olması için cesur adımlar atıyor. Öyle ki, bugüne kadar ilk kez bir vali önderliğinde turizmcilere yönelik organizasyonlara tanık olduk. Bazen yurt dışında da yatırımları olan bir turizmciyi Bursa’ya davet edip tesis yapmasını önerdi, bazen turizm bilinci için özel toplantılar düzenledi.
Dün akşam…
Turizm profesyonellerinin bir araya geldiği ve İspanya merkezli bir dünya örgütlenmesi olan Bursa Skal Kulübü aylık olağan toplantısında Bursa Valisi Şahabettin Harput’u dinlerken aklımızdan öncelikle bunlar geçti.
Kaldı ki…
Bugüne kadar burnumuzun dibindeki İstanbul’da düzenlenen turizm fuarlarına bile Bursa’dan kent yöneticisi götürülemezken, Vali Harput bu kentin turizmcileriyle birlikte her yere gitmekten hiç çekinmiyor. Bugüne kadar yurtdışında çok sayıda turizm fuarına Bursa için katıldı.
Programında şimdi de Dubai Fuarı var.
İşte…
Böyle bir ortamda Vali Şahabettin Harput dün akşamki konuşmasına şu sözlerle başladı:
“Bursa’nın yeni rotasının turizm olduğunu hep söyledik, bundan sonra da söylemeye devam edeceğiz.”
O rotayı şöyle tanımladı:
“Bursa’nın turizm geleceğiyle ilgili olarak ortak bilinç oluşturmayı amaçlıyoruz. Çünkü, artık tesis kurmak, açıp işletmek yetmeyecek. Topyekûn bilinçle, ortak hareket etmek zorundayız. Hepimiz, her birimiz bu sayede çok daha kazançlı hale gelebiliriz.”
Söylediği gerçekten önemli.
Artık dünyadaki turizm anlayışı değişiyor. Eskiden kalma yöntemlerle turizm yapmak ve geliştirmek bir yana korumak bile mümkün değil.
Kaldı ki…
Turizm denildiğinde akla yalnızca kentin otelleri ve otel işletmecileri, ya da seyahat acentaları gelmemeli. Çünkü, turizm geliştiğinde kentin tamamı bundan pay alıyor.
Sokaktaki taksiciden, köşedeki lokantaya kadar herkes turizmin kapsama alanında. Üstelik hepsi birbiriyle bağlantılı.
Vali Harput da bu noktada bazı rakamlar vererek konunun önemine dikkat çekiyor:
“Dünyada 1 trilyon dolarlık turizm pastasının 400 milyar dolarlık payı termal turizmde. Ama bu kapsamda Bursa’nın esamisi bile okunmuyor.”
Şu sözleri de düşündürücü:
“Turizmin ögeleri belli. Deniz, tarih-kültür, kongre, termal gibi. Bunlardan yalnızca birine sahip olanlar bile pastadan çok büyük pay alırken, biz çok fazlasına sahip olmamıza rağmen pay alamıyoruz. Bunda bir tuhaflık var.”
Kararlılığını şöyle sergiledi:
“Tarihimiz var, Uludağ’ımız var, termal ise tek başına marka haline gelebilir. Bugüne kadar burnu yapamadık. Ama yapacağız.”
Ayrıca…
Belirlenen Bursa’nın turizm rotası kapsamında gerçekleşen önemli bir ayrıntıya dikkat çekti.
“Bizim talebimiz üzerine Kültür ve Turizm Bakınımız Ertuğrul Günay geldi ve ilk defa bir Turizm Haftası etkinliğini Devlet Bakanımız Faruk Çelik ile birlikte Bursa’dan başlattı.”