Bursa’yı İstanbul’un hedefinden korumanın tek yolu: Kendi Çevre Düzeni Planımızı hemen yapmalıyız

Bursa’nın gündemine konuyu Bursa Hakimiyet gazetesi yazarı Mustafa Özdal getirdi.
O bakımdan…
Mustafa’nın yaptığının mükemmel bir gazetecilik olduğu gerçeğini bir kez daha vurgulayarak başlamak gerekiyor.
Konu belli…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi oturmuş, İstanbul Çevre Düzeni Planı adı altında İstanbul’un geleceğini planlamış. Planlarken de sanayi kuruluşlarına, yakın çevresi kabul ettiği Bursa ile birlikte Kocaeli, Sakarya ve Bilecik’i adres göstermiş.
Kendisine de…
Yani, İstanbul’a da gelecek için tarih ve turizm kenti olmayı hedef olarak koymuş. Hadi biz de buna finansı ekleyelim.
Bu noktada…
“İstanbul’un böyle bir şeye yetkisi var mı? Başka iller için nasıl rol biçer?” diyenlere de şunu anımsatalım:
Devlet Planlama Teşkilatı’nın hazırladığı ve 2050 Türkiye Projeksiyonu başlıklı bir çalışma var. Türkiye’nin 2050 yılı öngörüsünü içeren bu çalışmada, 2050 yılında Marmara Denizi’ni çevreleyen İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova ve Bursa’nın birleşecekleri, hatta ülke nüfusunun yarısının bu bölgede yaşayacağı varsayılıyor.
Aynı çalışma…
2050 yılında Bursa merkez nüfusunu da 15 milyon kişi olarak öngörüyor.
Nitekim…
Daha önce vurguladığımız gibi, son dönemin en önemli yatırımı kabul edilen İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu projesi de, bu proje kapsamında yapılacak olan İzmit Körfez Geçişi Köprüsü de yine bu öngörü doğrultusunda hazırlanan planlar.
Yine…
Bursa’daki sağlık kampusu projesini de buna bağlı olarak görmek gerekiyor.
Ayrıca…
Bizim buralarda çok tartıştığımız ve her fırsatta “Neden Mustafakemalpaşa?” ya da “Neden Yenişehir?” diye sorduğumuz atık dönüşüm tesisleri de yatırımlarını DPT’nin planı doğrultusunda Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yönlendirmesiyle bölgemizde gerçekleştirmek için harekete geçtiler.
Bir şey daha…
Hafta içinde konuştuğumuz Bursa’nın tanınmış emlakçılarından bir dost, son iki yıldır İstanbul’daki müşterilerinin sürekli sanayi arazisi istediklerini söyledi.
Yani…
Ortada genel olarak Türkiye için hazırlanmış bir vizyon planı ile, bu doğrultuda kendini bölgesel başkent gören İstanbul’un hazırladığı bir Çevre Düzeni Planı var.
Üstelik…
İstanbul’un plan hazırlıklarına 2004 yerel seçimleri öncesinde başlaması, bakanlıkların yanı sıra onlarca kurum ve sivil toplum örgütünden görüş aldıktan sonra 2009’da tamamlayıp Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oylayıp kabul etmesi, bir bütünün parçaları olarak görülmeli.
Ne var ki…
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin, son yapılan Büyükşehir Meclisi toplantısındaki sözleri de önemli:
“İstanbul bize karışamaz, görev veremez, rol biçemez. Biz kendi planımızı kendimiz yaparız.”
Bu sözleri sonuna kadar destekliyoruz. Başkan Altepe yerden göğe kadar haklı.
Elbette İstanbul kendini kurtarmak ve geleceğini planlamak için kendi Çevre Düzeni Planı’nı yapabilir ama bu planı başka illere dayatması mümkün değil.
Görünüşte böyle.
Fakat…
13 Şubat 2009 tarihli İstanbul Planı’nın onay kararından, bu planın hedefleri arasında kalan bölge tanımlanırken “Çevre ve Orman Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Trakya Kalkınma Birliği arasında 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası, İstanbul İl Çevre Düzeni, Kocaeli İl Çevre Düzeni ve Sakarya, Düzce, Yalova ve Bilecik Çevre Düzeni Planlarının Uyumlaştırılmasının uygun görüldüğü” ifade ediliyor.
Dikkat edilirse…
Bu ifadenin içinde Bursa yok.
Artık “Nasıl olsa Bursa sesini çıkarmaz” diye mi bakıldı, yoksa “Biz zaten İDO’nun tırları dahil her pisliği Bursa’ya süpürmeye alıştık, bu planın tozlarını da Bursa’ya doğru süpürüveririz” diye mi düşünüldü bilemiyoruz.
Ama…
Bizim buradan efelenmemiz, “Kimse İstanbul’da oturduğu yerden Bursa için plan yapamaz” dememiz yeterli değil.
Bizim de yapmamız gereken bir şey var.
Madem…
İstanbul kendini korumak ve planlamak adına Çevre Düzeni adı altında bir plan yapıp bölgesel planlama isteğini ortaya koydu, buna karşı çıkmanın yolu bizim de kendi Çevre Düzeni Planımızı yapmamızdan geçer.
Geri kalan her şey boş.
O bakımdan…
Başta Bursa Büyükşehir Belediyesi, bağlantılı olarak Bursa İl Genel Meclisi ve yürütme organı olan İl Özel İdaresi, geçen ay başlattıkları yolunda duyumlar aldığımız çalışmalarını ortaya bir plan ürünü çıkaracak noktaya hızla getirmeliler.
Bu çalışmaya…
Tüm ilçe belediyeleri, ilgili kurum ve kuruluşlarla Bursa’nın tüm sivil toplum örgütleri, özellikle de akademik odalar hemen, hatta acilen çalışmalara başlayıp Bursa İl Çevre Düzeni Planı’nı hem bugünü, hem de yarını kapsayacak şekilde hazırlamalılar.
Başka da yolu yok.
Üstelik…
Bursa’nın elinde bir de hazır model var. Erdem Saker döneminde hazırlanan ve o dönem Bursa’nın Anayasası olarak adlandırılan 2010 Planı elimizdeki en önemli taslak.
Bu planı biraz daha geliştirip güncellemek, yeni plan çalışması için önemli bir başlangıç noktası olacak.

Tanıtım Yazısı

Dolum ve kapama makineleri nelerdir?

Gıda sektöründen kimya endüstrisine kadar geniş bir yelpazede kullanılan dolum ve kapama makineleri, üretim süreçlerinin vazgeçilmez parçalarıdır. Modern üretim hatlarının kalbinde yer alan bu makineler, […]