Sena Kaleli iyi niyetle bir adım attı ama görünüşe göre İsa’ya da Musa’ya da yaranamadı

Sena Kaleli hiç kuşku yok ki Bursa’nın köklü ailelerinden birinden geliyor. 29 Mart yerel seçimleri öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olduğunda çok kişi heyecanlandı.
Dahası…
Güçlü bir aileden gelmesine karşın bugüne kadar siyasete hep uzak duran, ama yönettiği Kamil Koç firmasındaki başarısıyla iş yaşamının zirvesine çıkan Sena Kaleli için herkes “siyasetin kazancı olduğu” noktasında birleşti.
Nitekim…
Kaleli o süreçte, hiç bilmemesine karşın siyaseti çok çabuk ve çok iyi öğrendi. Toplumun her kesimiyle çok çabuk kaynaştı. Özellikle kentin kenar semtlerinde halkın dilini çok iyi anlayan siyasetçi profili çizdi. Gittiği her yerde güven duyulan siyasetçi oldu
Seçimi kazanamadı ama başarılı olduğunda ve CHP’ye ivme kazandırdığında herkes hemfikirdi.
Sonrasında…
Sena Kaleli’yi siyasi faaliyetlerin içinde görenler, ileriye yönelik umut tazelediler. Çünkü, Sena Kaleli gibi kendini kanıtlamış bir işkadınının siyasette ısrarcı olması, gerçekten de Bursa siyaseti için kazançtı.
O da…
Beklentileri boşa çıkarmadı. CHP’nin davet aldığı her toplantısına gitti. Yaz aylarında hafta sonlarını boş geçirmedi ve köy-kent demeden köşe bucak her yeri gezdi.
Hatta…
Kimi köylerde yöresel giysilerle kaşık oynadı, hayır pilavlarında kazan karıştırdı.
Bu da onu beklentiler doğrultusunda, siyasetin bir sonraki aşaması dikkate alınması gereken biri haline getirdi.
Öyle ki…
Gerek CHP kadrolarında, gerek kamuoyunda, “Yapılacak ilk genel seçimde Sena Kaleli kesinlikle milletvekili seçileceği bir sıradan aday gösterilir ve Ankara’ya gider” izlenimi oluştu.
İşte…
Tam bu aşamada Kaleli’den değişik bir strateji hamlesi geldi.
Bu kapsamda…
Bursa İçin Birlik hedefi içerikli bir sivil toplum yapılanması için harekete geçti. 20 Ocak 2010 Çarşamba akşamı da yaklaşık 60 kişilik bir toplulukla yeni yapının ilk toplantısını yaptı.
Aslında…
Bu tür sivil toplum örgütleri kent gelişimi kent yaşayanlarının ortak platformu anlamında organize edildiklerinde çok başarılı sonuçlar veriyorlar.
Ne var ki…
İlk toplantıya katılan 60 kadar kişiden 12’sinin CHP’li belediye meclisi üyeleri olmaları diğer katılımcılar arasında siyasallaştırıldıkları zannıyla hoşnutsuzluğa yol açtı.
Dahası…
Kaleli’nin toplantı konuşmalarında sosyal refah politikaları üzerine manifestovari hedefler koyması ise Bursa için proje beklentisinde olanlarda hayal kırıklığı etkisi yaptı.
Toplantının sonunda da kimilerinde “Sena Hanım herhalde CHP içinde güç sahibi olmak istiyor, onun için böyle bir dernek projesi geliştiriyor” algısı bıraktı.
Buna karşılık…
Toplantıyı büyük bir dikkatle izleyen parti kadroları da, atılan adımı “Partiye baskı amacıyla dışarıda dernek kurarak özel yapılanma” kabul etti ve bu şekilde değerlendirdi.
Gelinen nokta gerçekten çok kritik bir görünüm aldı.
Çünkü…
Sena Kaleli’nin gerçekten de samimi düşüncelerle ve çok iyi niyetli olarak attığı adım İsa’ya da Musa’ya da yaranamadı. Toplantıya katılanlarda da, o toplantıyı uzaktan çok dikkatli izleyen parti kadrolarında da kafa karışıklıklarına yol açtı.
Gerçi…
Kaleli’nin yaptığı, marka pazarlama stratejisi anlamında belki çok ciddi bir adım ama günümüzün siyaset stratejisi bunu anlamaya yeterli değil.
O nedenle…
Toplantı sonrası yaptığımız görüşmelerden, CHP’de milletvekilliği sıralaması üzerine şimdiden hesap yapanların “galiba sıralamada bir kişi eksiliyor” anlamında ellerini ovuşturdukları hissine kapıldık.
Oysa…
Siyaseti hiç yan yollara sapmadan olduğu gibi yapmak galiba daha doğru bir strateji. Üstelik, Sena Kaleli doğallıyla buna çok yatkın.