Kaliteli sağlık hizmetinde Bursa`yı rahatlatacak formül

Kaliteli sağlık hizmetinde Bursa`yı rahatlatacak formül Bölgenin tek eğitim ve araştırma hastanesi Yüksek İhtisas yer darlığından gerekli hizmeti veremiyor. Oysa, Yüksek İhtisas`ı daha işlevli hale getirmek mümkün. Üstelik, yeni bir hastane bile kazanılır…

Rakamlar Bursa’nın içinde bulunduğu sağlık sorunu açısından insanın yüreğini sızlatıyor.

Örneğin…

İstanbul’da 30’a yakın genel ve branş eğitim hastanesi var. Bu rakam Ankara’da 20’nin üzerinde. İzmir ise 7 eğitim hastanesine sahip.

Oysa…

Güney Marmara’nın sağlık merkezi konumunda olan Bursa’da kağıt üzerinde bir eğitim hastanesi var: Yüksek İhtisas Hastanesi. Ama o da güdük.

Nedeni şu:

Eğitim hastanelerinin ortalama 25 branş servisine sahip olmaları gereakiyor. Nitekim Ankara’daki Numune Hastanesi’nin 37 servisi var.

Fakat…

Güney Marmara’nın tek eğitim hastanesi olan Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi 9 servise sahip.

Bu sayı elbette yeterli değil. Talep ve hasta yoğunluğu, servis sayısının arttırılmasını gerektiriyor.

Ne var ki…

Hastanenin fiziki koşulları servis arttırımına uygun değil.

Çünkü…

Bir servis açılabilmesi için, hasta koğuşları hariç, eğitim ve araştırma çalışmaları için ortalama 12 odaya gereksinim var. İhtisas Hastanesi’nde bunu karşılayacak kadar yer yok.

Yeni sistemde…

Eğitim hastaneleri için “hasta başına 100-130 metrekare yer” planlanıyor. Ama İhtisas’ın eskiyen binası, bunu karşılayamıyor.

••••••••••

Bursa’nın gündeminde Sağlık Bakanlığı’nın dev bir yatırımı var: Samanlı Sağlık Kampusu.

5 hastaneden oluşacak Samanlı Sağlık Kampusu’nda bir de 600 yataklı Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi planlandı.

Yatırım gerçekleştiğinde Bursa ve Güney Marmara çok önemli bir sağlık tesisine kavuşacak.

Ne var ki…

Başlangıçta 300 milyon euro olarak öngörülen yatırım çok da kolay bir yatırım değil.

Ekonomik krizin yansıması olarak sağlık yatırımlarında yapılacak kısıtlamanın yanında, Sağlık Bakanlığı pilot uygulamayı Kayseri’de başlattı ve sonuçlarını önce orada görmek istiyor.

Bu süreç en az 5 yıl, ortalama 10 yıl daha Bursa’nın beklemesi demek. Tabi, o süreçte siyasi otorite değıişmezse.

••••••••••

Tam bu noktada…

Bursa’nın eğitim-araştırma hastanesi sorununu çözebilecek bir formül akıllara geliyor.

Bilindiği gibi…

Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi mayıs ayında yangın geçirdi ve 9 hasta yaşamını yitirdi. Yangın sonrası hastane normale dönemedi. Ameliyathaneler çalışmıyor, muayeneler aksıyor.

Yönetim kadrosu dağıtıldı, doktorların bir kısmı başka hastanelere geçti.

Yine…

Bu hastanenin hemen yanı başında, son aşamaya gelen Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi var.

İşte…

Toplamda 800 civarında yatağa sahip olan bu iki hastane, eğitim ve araştırma hastanesi olarak Yüksek İhtisas Hastanesi kullanımına verilebilir.

Buna karşılık…

Yüksek İhtisas Hastanesi’nin bulunduğu bina da, eskiden olduğu gibi 150 yataklı Kalp ve Kalp Cerrahisi Hastanesi’ne dönüştürülebilir.

Öyle olunca…

800 yatak ve geniş fiziki mekan Yüksek İhtisas Hastanesi’ni daha işlevsel kılar. Kentin doğusu daha kaliteli bir sağlık hizmeti alır. Hizmet verilen branş servisi sayısı da en az 25’e çıkar.

Üstelik…

Şevket Yılmaz’daki tüm muayene ve tedavi uygulamaları aynen devam eder. Hatta, her servisin klinik şefi profesör ya da doçent düzeyinde uzman olacağı için, sağılık hizmetleri daha verimli olur.

Sonuçta…

Başta Bursa Valisi Şahabettin Harput olmak üzere, siyasi otoritenin bu formül üzerinde çalışmasında yarar görüyoruz.

Bursa’nın ihtiyacı var.

Altepe Busmek’te değişime gidiyor

Büyükşehir Belediyesi’nin vatandaşa meslek edindirme amacıyla organize ettiği kursların yönetim merkezi olan Busmek, son günlerde bazı iddialara yönelik haberlerle gündeme geliyor.

Özellikle, Yüksel Yeni’nin Busmek Koonrdinatörü atanmasıyla başlayan süreçte yaşananlara Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe el attı.

İddialardan Büyükşehir’in yıpranmasını istemeyen Altepe, Busmek’te görev değişikliğine gidiyor.

Bize ulaşan bilgilere göre, önümüzdeki günlerde Yüksel Yeni’nin yerine yeni bir koordinatör atanacak.

Adliye Sarayı’nda kullanım alanları israfı yapılmasaydı, 10 yıl bile olmadan yeni adliye yeri aranmazdı

Görüşümüzü bu sütunlarda daha önce çok net bir şekilde dile getirdik. Yeni Adliye Sarayı’nın Ankara Yolu üzerinde, Otosansit yanındaki Karayolları Şantiyesi alanına yapılmasına karşı çıkan Baro Başkanı Zeki Kahraman’ın dile getirdiği “itiraz gerekçelerine” katılıyoruz.

Gerçekten de…

Adliye binası kent içinde ve kolay ulaşılır bir yerde olmalı.

Ayrıca…

Çevresinde sosyal alan olmadığı gibi, mevcut yapılaşma, adliye ek hizmetleri için de elverişli değil.

Örneğin…

Avukatların ofislerini taşıyabilecekleri yer yok. Gerçi Otosansit içindeki yeni idari binada pasaj var ama, bu da yeterli değil.

Avukatlar için işhanları yapmak da sanıldığı kadar kolay değil.

O bakımdan…

Bursa Barosu’nun adliye yeriyle ilgili itirazlarına hak veriyoruz.

Yanı sıra…

Meslektaşımız Özlem Buğday Yağmur kardeşimiz dünkü yazısında çok önemli bir başka gerçeğin altını çizdi.

Özlem’in söylediği şu:

“Vakti zamanında orayı yaparken, içindeki avizelerin, hilallerin, bilmem nelerin temsil kudretiyle uğraşacağınıza şunun projesini daha rantabl yapıverseydiniz ya!”

Aynen Özlem gibi düşünüyoruz.

Dahası…

Bugün yaşanan sorunun gerçek gerekçesinin bu olduğuna inanıyoruz.

••••••••••

Ne yazık ki…

Heykel’deki adliye binası yetersiz kalıp da yeni yer arandığında, kent dışına çıkarılan cezaevi yeri uygun bulunmuş, bunu da herkes onaylamıştı.

Üstelik…

Cezaevinin yerine yapılan Adliye Sarayı bir yarışma projesiydi ve herkes ilgiyle bekliyordu.

Gelin görün ki…

Açılmasıyla birlikte hayal kırıklığı doğdu.

Çünkü…

Çok geniş alan ve koridorlar oluşturulmasına karşın, duruşma salonları çok küçüktü. Hakim, savcı ve kalem odaları insanı çalışamaz hale getirebilecek kadar dar ve küçüktü. Küçük pencereler de kasvetli bina oluşumuna katkı sağladı.

Kısacası…

Elimizdeki çok geniş ve kent merkezinde bulunabilecek en iyi yeri heba ettik.

Daha iyi planlanmış bir binayla adliye hizmetleri daha verimli hale getirilebilecekken, Özlem’in vurguladığı gibi semboller uğruna yer israfı yaptık.

Bugün geldiğimiz nokta ortada. Daha hizmete girişinin üzerinden 10 yıl bile geçmeden yeni bir adliye için yer arıyoruz.

Üstelik…

Artık kent merkezinde böylesine geniş alanlar yok. O nedenle Ankara Yolu’nda, Otosansit’in yanına kadar gelinebiliyor.

Oraya adliye yapılmasına itiraz edenler gibi düşünüyoruz ama, karar vericiler açısından da kolay olmadığı ortada.

Galiba…

“Kentin doğusunu kalkındıralım” arzusundan çok, bu karar biraz da “çaresizlikten” kaynaklanıyor gibi.

Ermenistan boşuna üzülüyor

Bu sütunlarda dün, üstelik de tam burada, Dünya Kupası Grup maçının Bursa’ya alınması nedeniyle “Türkiye’nin kendilerini küçümsediğini” düşünen Ermenistan Avrupa Birliği Entegrasyon Kurumu Başkanı Karen Bekaryan’ın sözlerine yer verdik.

Bekaryan bir noktada daha takılmış. “Araştırdık, Bursa’da hiç Dünya Kupası maçı oynanmamış” diyor.

Doğrusu…

Ermenistan maçın Bursa’da olmasını gereğinden fazla “gurur sorunu” yapmış ve pek de iyi araştırmamış.

Çünkü…

1997 yılığnda Dünya Kupası Grup maçında Hollanda’Bursa’da ağırladık ve 1-0 yendik.

1999 yılında Avrupa Kupası Grup maçında Almanya’yı yine 1-0 yendik.

Dünya Kupası baraj maçında ise İrlanda’yı ağırladık.

Yani, Türkiye-Ermenistan maçının Bursa’ya alınması Ermenistan’ın küçük görülmesinden değil, futbolun içinde olan faktörlerden.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 09-9-2009