Kulağın tersinden gösterildiği Uludağ’da çözüm zor değil

Kulağın tersinden gösterildiği Uludağ’da çözüm zor değil Bürokrasinin yetki devretmemesi nedeniyle Uludağ çok başlılıktan kurtulamıyor. Kulağın tersinden gösterilmesine rağmen atılan adımlar umut verici. Üstelik zor olmayan çözüm siyasi otoritenin içinde…

Kimi çevirip “Uludağ’ın en önemli sorunu nedir?” diye sorsanız, aynı cevabı verir:

Uludağ’da çok başlılık var… 3 ayrı bakanlık, 6-7 kurum yetki sahibi… Üstelik hepsi bir biriyle mücadele içinde… Kimse yetkisini bir diğerine kaptırmak istemiyor…

Bir de…

Kime sorarsanız sorun, “Uludağ’ın planının olmaması nedeniyle yerleşimde kargaşa var” cevabı alırsınız.

Gerçi…

Yakın geçmişte bu 7 Kocalı Hürmüz görüntüsünden kurtarmak için iki önemli girişimde bulunuldu ama, siyasi otorite arasında mutabakat oluşmasına karşın, Uludağ’da sorumluluk yine tek merkeze bağlanamadı.

Oysa…

Bakanlıkların birbirlerine yetki devrine de gerek yok. Çünkü Uludağ 10 yıldır Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde.

Eğer…

Ankara’daki bürokratlar yalnızca sömestr tatili programında kamu tesislerinde yer düşündükleri ve bundan ibaret zannettikleri Uludağ’ı olması gereken gibi Büyükşehir Belediyesi’ne devretse, bugün yaşanan sorunlar olmayacak.

İkincisi…

Yetki sorunu aşılamadığı ve çok başlılık dağ kuralına dönüştüğü için, Uludağ’da plan yapılamıyor. Yapılsa bile yetki kaybına uğramak istemeyen kurum tarafından veto ediliyor.

İşte…

Birbirine bağlı bu iki sorunun bilinen çözümüne yönelik ilk ve en önemli adım cuma günü atıldı. Uludağ’da altyapının tümüyle Büyükşehir’e devredilmesi, bundan sonrasında Büyükşehir’in patron olacağı umudunu verdi.

Çözüm de gerçekten bu.

••••••••••

Plan konusuna gelince…

Çevre ve Orman Bakanlığı’nın otelcilere yaptığı “ruhsat dışı bölümleri yıkın” tebligatıyla başlayan ve Uludağ için kâbusa dönüşen plan konusunda da yapılması gereken belli.

Aslında…

Bu noktada yanlış anlaşılan bir durum var. Uludağ’da kaçak otel ya da bina yok. Hepsi tahsisli ve ruhsatlı. Fakat, zaman içerisinde binaların kullanımı ve başka kayak merkezleriyle rekabet koşullarında yapılmış ruhsat harici ekler söz konusu.

Bunlar da ilgili devlet kurumlarının bilgisi ve gözetiminde yapılmış, yıllardır da kullanılıyor.

İşte…

Bu sorunu gidermek ve Uludağ’ı belli bir plana kavuşturmak için neredeyse 2 yıldır yapılan tartışmalarda bir milim bile ilerleme sağlanamadığını düşünüyoruz.

Yani…

Uludağ’daki sorun, son günlerde algılandığı gibi kimilerinin “yıkarım” kimilerinin de “yıktırmam” demesi değil.

İşin ilginci…

Sorun da biliniyor, çözüm de ortada. Ama bazen sorun anlaşılamıyor, bazen kulak tersinden gösteriliyor.

O nedenle…

Değişen hiçbir şey olmadığı için, 17 Şubat 2008 günü bu sütunlarda “Uludağ’da sorunların çözümü onay bekleyen planda” başlığıyla yayınladığımız yazıyı aynen tekrarlamak istiyoruz.

İşte o yazı:

••••••••••

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın beklenmedik bir anda Uludağ’daki yapılaşmayı gecekondulaşmaya benzetmesi, gözlerin yeniden Uludağ’a çevrilmesine yol açtı.

Çünkü…

Siyasi otorite, Başbakan’ın da yaklaşımı doğrultusunda Uludağ’daki sorunların çözümü için yıkarak yeniden yapmayı düşünüyor.

Bu da…

Farklı bakış açılarını ve o bakış açılarının değişik önerilerini gündeme getiriyor. Yeni tartışmaları tetikliyor.

En önemlisi…

Yıllarca tesislerini ayakta tutabilmek ve rekabete açık bir şekilde dağ turizmini sürdürebilmek çabasında olan otelcileri mağduriyet kaygısıyla baş başa bırakıyor.

••••••••••

Dönüp baktığımızda…

Uludağ’ın 1940’lı yıllardan itibaren gelişmeye başlayan bir kayak merkezi olduğunu görüyoruz. Geçen süre içinde Uludağ’a olan talebin de yapılaşmanın hızını attırdığı ortaya çıkıyor.

Nitekim…

Yapılaşma baskısı, Uludağ’ın kontrol altında tutulmasının önüne geçen etken oldu.

Oysa…

Oteller Bölgesi olarak bilinen 1. Gelişim Bölgesi içinde değişik tarihlerde 3 ayrı 1/1000 ölçekli revizyon imar planı hazırlandığı biliniyor.

İlk planın, yapılaşmanın başlamasından 40 yıl sonra, 1980’li yıllarda yapılması bile dikkat çekici.

Ardından…

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 01.06.1990 tarihinde 1/1000 ölçekli ikinci revizyon imar planı hazırlandı. 29 Temmuz 1994 tarihindeyse üçüncü revizyon imar planı onaylandı.

Sonrasında…

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ortak oluruyla Bursa Valiliği koordinatörlüğünde başlatılan yeni revizyon imar planı çalışması var.

27 Mayıs 2003 tarihinde Bursa Uludağ Turizmini Geliştirme ve Altyapı İşletme Kooperatifi’ne yetki verilmesiyle ihaleye çıkılıp firmayla 06 Haziran 2003 tarihinde sözleşme yapıldı.

Firma…

Yoğun bir araştırma ve titiz bir incelemenin ardından hazırladığı planı 2 Mart 2004 tarihinde Bursa Valiliği aracılığıyla bakanlıklar arası koordinatör konumundaki Kültür ve Turizm Bakanlığı’na onay için gönderdi.

Ancak…

Planı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı onayladıkları halde, Milli Parklar onaylamadığı için yürürlüğe giremedi.

Halen de bekliyor.

••••••••••

O planı…

Yani Uludağ’da yapılan dördüncü revizyon imar planını, Bursa’nın tanınmış ve güvenilir şehir plancılarından Nilüfer Arda Taşan hazırladı.

Planı hazırlamak için Uludağ’da ciddi inceleme çalışmaları yapan, Ankara’da Bayındırlık Bakanlığı arşivlerindeki tüm dosyaları elden geçiren, otelciler dahil Uludağ’daki herkesle görüşen Nilüfer Arda Taşan’a, çalışmaya başladıkları sıradaki tabloyu sorduk.

Daha doğrusu…

Karşılaştıkları sorun yumağının neresinden başladıklarını öğrenmek istedik. O da, üçüncü revizyon imar planındaki belirsizlikleri ortaya koyarak işe başladıklarını vurguladı ve şu tespitleri aktardı:

“Üçüncü revizyon planında hiçbir tesisin inşaat alanının ne kadar olacağı belli değil. Milli Parkların tahsis koşullarında inşaat alanı olarak tariflenen metrekarenin taban alanı mı, toplam alan mı olduğu da belirsiz.”

Devam etti:

“Planda sadece yatak sınırlaması var. Ama, tesislerin yapacakları toplam inşaat alanına yönelik bir karar yok. Onun için, yatak kapasitesi pek çok tesiste aşılmış.”

Çarpıcı bir örnek verdi:

İşletmeler istedikleri inşaat alanındaki projeyi, sadece Bayındırlık İl Müdürlüğü’ne onaylatarak istedikleri takdirde gökdelen bile yapabilirlerdi.”

Bir de çelişkiye dikkat çekti:

“Ne var ki, bunu bilmeyen işletmeler için bir sürü kaçak yapı zaptı tutuldu.”

••••••••••

Yanısıra…

Bugün için Uludağ’ın sıkıntılarından biri olarak ortaya çıkan konuya dikkat çekti:

“Milli Parkların en büyük hatalarından biri, plana göre tahsis koşullarını yenilemiş olması. Milli Parklar verdiği tahsis koşullarına göre işletmeleri sözleşmelerine uymak veya uymamakla suçlayabiliyor.”

Çok önemli bir değerlendirme daha yaptı:

“Milli parkların tahsis koordinatları plan üzerinde de, arazi üzerinde de uymuyor. Hiçbirini düzeltmek için uygulama yapılmamış.”

Teknik bir sorun daha:

“Arıtma tesisi yanlış yapıldığı için çalışmıyor. Tedaş plan onaylanmadığı için hava koşulları nedeniyle yeraltına alacağı hatlara gelen ödeneği geri gönderdi. Her işletme ayrı su hattı çekip depo yapmış. Bu yüzden dağda su problemi var. Pist güvenliği yok. Günübirlik ziyaretçiler düşünülmemiş.”

••••••••••

İşte…

Tüm bu sorunlara çözüm bulacak dördüncü revizyon imar planını hazırlayan Şehir Plancısı Nilüfer Arda Taşan ilk etapta çalımasını şöyle özetledi:

“Planla yapılaşma emsalleri tariflendi ve her işletmenin hangi sınırlar dahilinde kaç metrekare inşaat yapabileceği parsel parsel belirlendi.”

Yani, bugne kadar yapılan en detaylı ve hedefi bir çalışma söz konusu.

Gerçekten de…

Uludağ’da bugün sorun olarak ortaya çıkan konuların hepsinin çözümü bu dördüncü planda.

Ama…

Yazının başında vurguladığımız gibi, bugüne kadar üç revizyonu onaylayan Milli Parklar, sorunlara çözüm getiren dördüncüsünü onaylamadığı için uygulanamıyor.

4 yılır bekleyen o plan onaylansa, Uludağ’da sorun kalmayacak.

••••••••••

Görüldüğü gibi…

Sorunun teşhisi konmuş, çözüm yolu bulunmuş. Ama plan uygulanamamış.

İşte…

Bugün yapılması gereken bu: Planı uygulamak.

Üstelik…

Son Uludağ Planı’na yoğun bir çalışma sonucu imza atan Şehir Plancısı Nilüfer Arda Taşan bugün çözüm arayan iradenin içinde Adalet ve Kalkınma Partisi İl Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor.

Kısacası…

Siyasi iradenin aradığı çözümü üreten kişi, kendi yönetiminde. Nilüfer Arda Taşan hem çözüm arayan siyasi irade için, hem Uludağ için şans.

Önce plan işleyecek, sonra da Uludağ gerçek sahibi Büyükşehir Belediyesi’ne tek yetkili olarak devredilecek. Hepsi bu.

Kulağı tersinden göstermenin de, tutmanın da kimseye yararı yok.Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 09-08-2009