Böyle facia, en modern Devlet Hastanemize yakışmadı Fedakarca çalışmayla yüzlerce hastanın hastane dışına çıkarılmasına mı sevinelim, yoğun bakımda 8 hastanın yaşamını yitirmesine mi üzülelim?

Böyle facia, en modern Devlet Hastanemize yakışmadı Fedakarca çalışmayla yüzlerce hastanın hastane dışına çıkarılmasına mı sevinelim, yoğun bakımda 8 hastanın yaşamını yitirmesine mi üzülelim? Bursa`nın en modern Devlet Hastanesi`ne böyle facia yakışmadı…

İnsan ne söyleyeceğini bilemiyor… Bursa gibi bir kentte, üstelik göz bebeği bir hastanede yaşanan olay akıl alacak gibi değil.

Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi, bu kentteki Devlet Hastaneleri arasında en yenisi ve en moderni.

Böyle bir hastanede gece yangın çıkıyor, 17’si bebek 44 hasta başka hastanelere naklediliyor, 300 civarında hasta ve yakını bina dışına çıkarılıyor, ama yoğun bakımdaki 8 hasta yaşamını yitiriyor.

Yangının nereden ve nasıl çıktığından çok, insanın tıkanıp kaldığı yer işte tam burası:

8 hastanın yoğun bakımda yaşamlarını yitirmesine mi kahrolacağız; yoksa gecenin sabaha doğru yürüdüğü saatlerde, üstelik ilgilisi, yetkilisi, sorumlusu evlerindeyken bu kadar insanın hastaneden tahliye edilebilmesine saygı mı duyacağız?

Evet…

Bir hastanede yanarak değil ama, yangının dumanından etkilenerek 8 kişinin ölmesi önemli olay ve dahası, kötü bir ölüm şekli.

Fakat…

Gece saatinde bir yandan yangına müdahale etmeye çalışan, diğer yandan hastaları kurtaran o fedakar insanlara da teşekkür etmemiz gerekiyor.

Nedeni ortada:

Eğer o cansiperane çalışmalar olmasaydı, bugün facianın rakamları daha büyük olabilirdi.

İşin insani yanı böyle. Bir de teknik yanı var:

Yangın sonrası yapılan ilk incelemelere ve teknik açıklamalara bakılırsa “yönetmeliğe uymayan bir durum” üzerinde duruluyor.

Ama…

Çıkış ve büyüme nedeni ne olursa olsun, Bursa’nın en yeni ve en modern hastanesine hiç yakışmadığı ortada.

Öncelikle başımız sağolsun… Facia daha büyük olmadığı için de geçmiş olsun.

Türkiye Partisi kurucularından Prof. Dr. Volkan Akyol: “Her şeyi değiştirmek için geliyoruz…”

Abdüllatif Şener uzun süredir beklenen Türkiye Partisi’nin kuruluşunu açıkladı.

Kısa adı Türkiye olan partinin 33 kişilik Kurucular Kurulu’nda 7 profesör var. Biri de, listede Bursa’dan tek isim olan Prof. Dr. Volkan Akyol.

Aslında…

Bu sütunların okurları için Volkan Hoca yabancı bir isim değil.

Çünkü…

Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Akyol’un temel problemlerle ilgili tespit ve çözüm önerilerini zaman zaman aktarıyoruz.

Ülkesini seven, sorunlarına üzülen, bilim adamı olarak kendini sorumlu gördüğü için de çözüm üreten biri.

Şimdi de…

Elini taşın altına daha da soktu ve Abdüllatif Şener’in arayıp “Hocam, Türkiye için yeni bir parti kuruyoruz, size ihtiyacımız var” demesi üzerine siyasete girdi.

Daha açık söylemek gerekirse, yaşamında ilk kez siyasi kimliği oldu.

Türkiye Partisi’nin Ankara’daki kuruluş çalışmalarına katıldı, parti programını hazırlayan ekibin 12 saat süren çalışmasında yer aldı.

Dün sabah da Ankara’dan Bursa’ya döndü.

Dönerken…

Bir çay içimi konuğumuz oldu.

••••••••••

Kutlama amaçlı arayanların çokluğu nedeniyle sürekli çalan cep telefonundan fırsat bulup Volkan Hoca’ya siyasete girmeyi nasıl kabul ettiğini sorduk.

Dedi ki:

“Abdüllatif Beyi uzun süredir izliyor ve beğeniyordum. Teklif edince ülke sevdalılığı için kabul ettim. İnsanımızı dinleyebilmek, kucaklayabilmek ve ülke sorunlarına çözüm üretebilmek için kabul ettim.”

Şunun altını çizdi:

“En çok istediğim, dürüst, insanlara yalan söylemeden siyaset yapabilmek.”

Mesajı şu:

“Genel Başkanımızın söylediği gibi, Türkiye’de siyaset dahil her şeyi değiştirmeye geliyoruz. Bizler değiştireceğiz.”

Şu çağrıyı yaptı:

“Amacımız liyakatli ve temiz insanlarla siyaset yapmak. İsminde ve geçmişinde leke olmayan herkese kapımız açık. Bizimle birlikte olmak isteyen ve bu şartlara uyan herkes gelebilir.”

Ardından…

“Kadınlara ve gençlere özel önem veriyoruz” diye ekledi.

Geçen hafta, AK Parti’nin il kongresini tribünlerden izlemiş. “Hayatımda ilk kez bir siyasi parti kongresine katıldım ve gözlem yapma şansı buldum” dedi.

Bursa yapılanması için de şunu söyledi:

“Önümüzdeki hafta Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nu seçip kurucular olarak Anıtkabir’i ziyaret edeceğiz. Sonra da teşkilatlanmaya başlayacağız. Şu an için kimseye görev verilmedi. Ama büyüklerimizin görüşlerini alacağız.”

Yeni Parti de vitrine çıkıyor

Türk siyasetinin genç partilerinden Yeni Parti’nin ilginç bir gelişimi var.

Tuncay Özkan ile birlikte hareket eden Biz Kaç Kişiyiz ve Memleket Sevdalıları gibi derneklerin tabanından oluşan Yeni Parti ilk kurultayında genel başkanlığa, Ergenekon davasından tutuklu bulunan Gazeteci Tuncay Özkan’ı seçti.

Bir anlamda…

Tuncay Özkan, cezaevindeyken bir partinin genel başkanı seçilen ilk kişi oldu.

100 kişilik Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nun tamamı siyasete ilk kez girenlerden oluşuyor.

Listede…

Bursa’dan da Selçuk Özay, Ahmet Elçi ve Çetin Kebapçı yer alıyor. 3 isim de siyasetin yenisi.

Bu arada…

Yeni Parti’nin Bursa yapılanması tamamlandı. Çatalfırın’da, yıllar önce CHP İl Başkanlığı’nın olduğu yerdeki binada, Biz Kaç Kişiyiz ve Memleket Sevdalıları derneklerinin yanındaki bölüm Bursa İl Başkanlığı olarak faaliyet geçti.

Yanı sıra…

İl Başkanı olarak Defterdarlık’tan emekli Nuriye Yılmaz atanırken, MKYK Üyesi Selçuk Özbay aynı zamanda yönetimde İl Saymanı olarak da yer aldı.

Ayrıca…

Merkezdeki Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, Kestel, Gürsu, Gemlik ve Mudanya ilçelerinde örgütlenme tamamlandı, bir de Mudanya’nın Zeytinbağı örgütü oluşturuldu. Yönetimler onay için Genel Merkez’e sunuldu.

Kurucular, cumartesi akşamı Kervansaray Otel’deki yemekte bir araya gelip siyaset vitrinine çıkacaklar.

Osman Odman Yılmaz’ı bekliyor

Osman Odman’ı çok uzun yıllardır tanırız.

Anavatan Partisi’nin kuruluşunda etkin oldu. 1984-1989 döneminde Belediye Meclisi’ne girdi ve Bursa Festivali’ni uzun yıllar organize etti.

Dahası…

Festivalimizin folklor festivalinden kültür-sanat festivaline dönüşmesinin altyapısını oluşturdu.

Mesut Yılmaz’a çok yakın oldu ve siyasetini hep Yılmaz’la birlikte sürdürdü.

Son dönem adı Abdüllatif Şener hareketine yakın olarak geçse de, Mesut Yılmaz’la birlikte siyaset yapma kararından vazgeçmedi.

Dün konuştuğumuzda, “son durumu” şu şekilde özetledi:

“Benim ve arkadaşlarımın Mesut Bey dışında siyaset yapabilmemiz mümkün değil. Kendisiyle konuştuk, bize ‘Bekleyin’ dedi, bekliyoruz.”

Şunun altını özenle çizdi:

“Mesut Bey ve Anavatan Partisi’nin olmadığı hiçbir oluşumda yer almayacağız.”

Şadi Özdemir SHP PM’ye hazırlanıyor

Bazen bir harf hatası önemli oluyor. Dün de öyle oldu. Abdüllatif Şener’in Türkiye Partisi’ni kuruluşu için Ankara’ya gidenler arasındaki Şazi Özdemir’in, Sosyaldemokrat Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi Şadi Özdemir sanılması yanlışı getirdi.

Dün gün boyu Şadi Özdemir’in telefonları susmamış. Konuştuğumuzda şunu söyledi:

“Abdüllatif Bey’in görüşlerini değil ama siyasi duruşunu beğeniyorum. Fakat onun kurduğu partiye değil, kendi partim SHP’nin haziran ayında yapılacak kurultayında Parti Meclisi’ne aday olmak üzere çalışmalarını sürdürüyorum.”

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 27-05-2009