Erdoğan işaret mi verdi, hedef mi gösterdi? Başbakan Erdoğan’ın miting için Kent Meydanı’nı anması, spekülasyonları da beraberinde getirdi. Kimi, bunu Şahin için mesaj kabul ediyor, kimi de çok çalışıp doldurmaları için teşkilata hedef yorumu yapıyor…
Dört ay sonrası bilinmez ama, bugünün kamuoyu araştırmaları 29 Mart 2009 yerel seçimi için Adalet ve Kalkınma Partisi’ni favori gösteriyor.
Gözler…
AK Parti’nin, seçimin vitrini kabul edilen Büyükşehir’de çıkaracağı adayda. AK Parti’nin de iki aday adayı var. Biri, halen Büyükşehir Belediye Başkanı olan Hikmet Şahin, diğeri de halen Osmangazi Belediye Başkanı görevini sürdüren Recep Altepe.
İkisi de sonuçtan son derece emin.
Şahin çevresine “Bu iş bitti, yeniden adaylığım kesin” mesajı yayıyor. Altepe de “Bir bildiğim olmasa yola çıkmazdım” görüntüsü veriyor.
Doğal olarak…
İki aday adayı da son derece emin görüntüler verince, siyaset camiası neredeyse her sözden anlam çıkarmaya, her hareketi işaret algılamaya başladı.
Örneğin…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Aralık 2008 Cumartesi günü saat 13.00’te yapacağı miting için AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın’la görüşmesinden yansıyanlar kulisleri yeniden alevlendirdi.
Cuma gününden beri de, “Miting yeri olarak Kent Meydanı’nı öneren Başbakan Erdoğan acaba işaret mi verdi?” sorusu tartışılıyor.
Kimi…
Erdoğan’ın yaz başında beğenmediği izlenimi verdiği Kent Meydanı’nda bu kez büyük miting istemesini “Hikmet Şahin’e destek” yorumluyor.
Kimi de…
“Orası çok yaygın bir alan olduğu için toplanan kalabalık kendini gösteremiyor. Başbakan da büyük miting için burasını önerirken teşkilata daha çok çalışıp meydanı doldurma hedefi gösteriyor” yorumu yapıyor.
İnşaattaki karışık mevzuat, binayı yapmaktan çok daha zor
Kentlerin planlı gelişip büyümesinin önündeki en önemli engel kabul edilen kaçak inşaatın, kişilerin umursamazlığın ve yasa tanımazlığından kaynaklandığı düşünülür.
Ancak…
İnşaat Mühendisi Fatih Gökçen’in, bizim için üç saatlik uğraş sonunda hazırladığı inşaattaki mevzuat listesini görünce, kaçak inşaatların artış nedeni anlaşılıyor.
Nitekim…
Gökşen de tespitini aktarırken, teknik adam olarak aynı yorumu yapmak durumunda kalıyor:
“Bürokrasi aşılması güç, devasa Çin Seddi haline getirilmişse, kaçak yapılaşmanın önüne kimse geçemez.”
Gerçi…
Bu sözlerde yılmışlık var ama, yaşanan sıkıntıları mevzuatı hazırlayanlara göstermenin de başka yolu yok.
Üstelik…
Fatih Gökşen’in sadece hazırlaması üç saat süren ve 112 maddeden oluşan mevzuat listesi öyle büyük bir gökdelen, ya da toplu konut anlamındaki siteler için değil, sadece iki katlı ve 200 metrekarelik mütevazı bir bina için gerekli.
İşte o liste:
••••••••••
Her şey imar durumu dilekçesi vermekle başlıyor. Arsa üzerinde yapı varsa yıkılıyor. Yapılaşma için arsa yerinde inceleniyor. Bunlar aşıldığında 33 YTL karşılığında imar durumu alınıyor.
Sonra…
Yükseklik ve alçaklık için kodlu kroki dilekçesi, bunların ölçülebilmesi için memurun arsaya götürülmesi, 33 YTL karşılığında krokinin alınması var.
Bunu…
Aplikasyon krokisi için Kadastro’ya dilekçe verilmesi, memurların arsaya götürülmesi, 100 YTL karşısında da krokinin alınması izliyor.
Onuncu maddede…
Arsada planlara göre yola terk varsa özel harita bürosuyla anlaşılması, 1500 YTL ödeyerek de terk işleminin önce büroda, sonra belediyede onaylatılması geliyor.
Zemin etüdü, sondaj, 2 metreden toprak alınıp laboratuvarda incelenmesi, bu yerlerin fotoğrafları gerekiyor. Zemin raporu için bu işe yetkili inşaat ve jeoloji mühendislerinin raporları, bu mühendislerin Büyükşehir ve Oda’daki kayıt belgelerinin ibrazıyla onay alınabiliyor.
Sıra…
Yirminci maddede mimari proje aşamasına geliyor. Tescilli bir mimarla anlaşılması, yapının en küçük ayrıntıya kadar tasarlanması, otopark için en az 20 metrekare yer bulunması, bulunamıyorsa en az 10.000 YTL araç başı para ödenmesi, üst katlardaki çıkmalar için komşu parsellerin notere götürülüp muvaffakatnamelerinin alınması ayrı birer sorun.
Bu arada…
Mimarın tescil ve teknik uygulama sorumluluk belgeleri, Büyükşehir kaydı ve onaylı 4 mimari projesi sunuluyor.
Otuzuncu maddede belediyenin otopark bürosuna projelerin CD’si veriliyor.
Betonarme projesi yaptırılırken de; tescilli inşaat mühendisiyle anlaşma, mühendisin tescil belgesi, 4 projesi, 2 betonarma hesabı ile Büyükşehir kaydı aranıyor.
Aynı işlemler elektrik, mekanik tesisat, harita projeleri için de ayrı ayrı tekrarlanıyor.
Bütün bunlar yapıldığında, mimari projenin mevzuat uygunluğu kontrol edilip onaylanıyor. Aynı şekilde bina otoparkı ve betonarma uygunluğu da kontrol edilip onaylanıyor.
Eğer…
Projenin havale edildiği memur yıllık izindeyse, dönmesi bekleniyor. Çünkü başka biri o işi yapamıyor.
Dosyanın ruhsat masasına havalesine, altmışdokuzuncu sırada gelinebiliyor. Onu, Tapu Müdürlüğü’ne yapılan başvuru izliyor.
Arsanın önünden geçen kanal ve su hatları için Buski’den yazı alınıyor. Bu hatlar yoksa, arsanın cephesi kadar kanalizasyon ve su hattı yapılması için hesaplanan ücret Buski’ye ödeniyor. Sonra da kanalizasyon ve suyu bağlamak amacıyla asfaltı kırabilme izin için belediyenin Fen İşleri Müdürlüğü’ne başvuruluyor.
İşlemler yapılınca asfalt ve emlak borcu olmadığına dair yazılar alınıyor.
Yetmişyedinci maddeden itibaren imza mevzuatı sıralanıyor. Mimarın, inşaat mühendisinin, fenni mesulun, makina, elektrik ve harita mühendisleriyle mal sahibinin ruhsata imzaları alınıyor.
Ayrıca tüm bu kişilerin TC kimlik numaralarıyla vergi borçluluğunu belirten yazılar ekleniyor.
İmar Müdürü’nün imzasından sonra ruhbat memurundan tabela bilgilendirme yazısı alınıyor, sarı tabela yazdırılıyor. Yine ruhsat memurundan hafriyat döküm tutanağı alınıp hafriyat yapan ve dökülen yere kaşelettiriliyor.
Hafriyat dökülünce temel-vize dilekçesi veriliyor. Sonrasında bodrum su basman seviyesi ve vizesi, kat vizesi, çatı vizesi, su yalıtım vizesi, ısı yalıtım vizesi, kanalizasyon vizesi, mekanik tesisat vizesi, elektrik tesisat vizesi için sırasıyla ayrı ayrı dilekçeler veriliyor. Her dilekçede ise ilgili memurlar ayrı ayrı inşaata götürülüyor.
Yani, sırf bu aşamada 9 ayrı dilekçe verilip 9 ayrı kez ilgili memur inşaata götürülüyor.
Bunları yaptıktan sonra bir dilekçe de kullanma izni için veriliyor. Yine memur inşaata götürülüyor.
SSK ve vergi dairesinden ilişik kesme yazıları alınıp, tapudan kat mülkiyeti yaptırıldığında da yüzoniki maddelik mevzuat tamamlanıyor.
Yine de…
Her şey bitmiş değil. Bütün bunlar başarılıp kullanma izni ve tapu alındığında, bu kez de Buski, Tedaş, Telekom ve doğalgaz başvuruları bekliyor.
Merinos’tan sonra sıra külüpte mi?
Bir dönemin üretimde dünya markası olan, Bursa’da kent yaşamını düzenleyen Merinos’un adı artık kültür merkezinde yaşıyor.
Ama…
Merinos’un bu kentte bir de sportif vizyonu var. Futbolda kazandığı türkiye şampiyonlukları yanında, yakın geçmişe kadar güreş ve basketbolda da Merinos bir markaydı.
Cuma günü Olay’da, meslektaşımız Engin Aksöz’ün yazısını okurken içimiz sızladı.
Ortaokul ve lise yıllarında Bursa’nın Wembley’i Merinos’un zımpara gibi toprak zemininde amatör maçları izlemeye başladık. Gazeteciliğimizin ilk yıllarında da Birinci Küme’nin en iddialı takımı her sezon Merinos’tu.
Sonraları…
Merinos hedefini yukarılara çevirdi, 3. Lig’e girdi. Kulübün Bursaspor yönetimine devredilmesinin ardından da çalkantılı bir süreç yaşandı.
Bir ara…
Bursaspor’dan ayrılıp Remzi Cinoğlu’nun yönetiminde İkinci Lig’in kapısına doğru emin adımlarla yürüyordu. Ama ne olduysa, Cinoğlu’ndan Merinos’un geri alınmasıyla oldu.
Sonrasında gerileme süreci var. Bursaspor için oyuncu yetiştirmesi hedeflenirken, İkinci Lig’e çıkıp futbol heyecanını yayması arzulanırken, düştüğü yerel amatör kümede bile başarılı olamayıp ikinci kümenin eşiğine gelen Merinos’a ne oldu böyle?
Yoksa…
Tarihi Merinos fabrikasından sonra sıra, futbolcu yetiştirmiş, büyük başarılara imza atmış Merinos Spor Kulübü’ne mi geldi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 14-12-2008
