Çok sık olamasa da bir ayağı Bursa’da. Çünkü, Bursalı ve ailesi de halen Bursa’da yaşadığı için gelip gidiyor.
Türk Kızılay Genel Başkan Yardımcısı Dr. Naci Yorulmaz, bu kez Kızılay şube kongreleri ve bazı ziyaretler için geldiğinde, Bursa Şubesi Başkanı Davut Gürkan’la birlikte kahve içimi konuğumuz oldu.
Geçmişte Başbakan Müşavirliği görevi de yapan Yorulmaz’la daha çok, 150 yıllık tarihiyle Türkiye’nin en eski sivil toplum örgütü olan Kızılay’ın ulvi misyonunu konuştuk.
Öncelikle…
Hem ulusal, hem uluslararası vicdanı temsil eden Kızılay’ın en büyük sermayesini “insanların güveni” olarak tanımladı.
12 ülkede yardım faaliyeti yürüttüklerini ifade ettikten sonra şunun altını çizdi:
“Güney Amerika’nın en güneyinden Rusya’ya, Afrika’nın göbeğinden en Uzakdoğu’ya kadar sorunun olduğu, insani duyarlılık gerektiren her yerde herkesten önce Kızılay sahada.”
Buna…
Bangladeş’teki sel felaketinden 2 gün sonra çadırlarını kuran Kızılay’ın Bangladeş kurumlarından önce sahaya çıkmasını örnek gösterdi.
Şunu da vurguladı:
“Yardım etmek milletimizin genlerinde var. Biz de bunun kurumsal hafızasıyız. Deprem, sel, ya da bir başka doğal afet… Dünyanın neresinde olursa olsun en önce biz sahaya çıkıyoruz.”
Şuna da özellikle dikkat çekti:
“Coğrafyamız, dünyada 5 yaşına ulaşmadan ölen çocuk sayısının en yüksek olduğu bölge. Kızılay buna farkındalık oluşturmak için inisiyatif aldı. Ciddi bir bilgi ağı oluşturdu.”
Hedef şu:
“Türk Kızılay, daha az insanın acı çektiği bir dünyanın oluşması için elinden geleni yapıyor. İnsani dram nerede varsa yardım ulaştırıyor.”
Bu noktada…
Bölgemizdeki açlık, iç savaş ve göç olaylarını anımsatırken Yemen’i anımsattı:
“Yemen’de iç savaş var. Kadın ve çocuklar bu iç savaşın en mağdurları. Zaten yoksulluk vardı, iç savaş durumu daha da kötü hale getirdi.”
Mesajı şu:
“Hastaneler yetersiz, insanlar gıdaya ulaşamıyor. Açlıktan ölen çocukları kendi çocuğu gibi görenlerin vicdanları harekete geçiyor. Kızılay’a attıkları bir SMS’le de yardımda bulunuyorlar.”