Sağlık sisteminde… Çarpıcı bir kısır döngü yaşanıyor. Bir yandan, çok güzel mekanlara sahip modern hastane binaları yapıyoruz. Cihazlar da yenileniyor.
Fakat…
Ortada gözle görülür bir sorun var.
Hastanelerde kalabalıklar ve buna bağlı olarak da kuyruklar giderek uzarken, mutsuzluk tablosu yansıyor. Sorun da, kısa adı MHRS olan Merkezi Hekim Randevu Sistemi uygulamasından kaynaklanıyor.
Bir dönem…
Merkezi sitemden randevu alınamadığı yakınmaları vardı. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı kararıyla 3-5 dakika arayla randevu verilmeye başlanınca kaliteli muayene sorunu çıktı.
Çünkü…
Bu sürede hastanın sorununu anlatması, doktorun dinleyip anlaması ve sonra da tanı koyup reçete yazması süre yetmediği için güçleşti. İşin içine, doktorlara tanıda hata halinde uygulanan ceza girince sistem daha da karışıyor.
Öyle olunca…
Doktor muayeneye gelen hastayı dinleyip ayrıntılı muayene etme, hastanın daha önceki tahlillerini bile inceleme fırsatı kalmadığı için hemen tetkik istiyor.
Bu kez de…
Laboratuvarda, röntgende, MR’da, bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme sistemlerinde yığılma oluyor. Ayrıntılı muayeneyle bulunabilecek sorunlar, muayene süresi yetersizliği nedeniyle bu kez diğer servisleri tıkıyor.
Sonrasında…
Hasta sonuçları ya da raporlarıyla yeniden randevu almak durumunda kalıyor.
Bu aşamada…
Doktorun dinlemediği, ilgilenmediği ve baştan savma muayene ettiğini düşünüp başka bir doktordan randevu almaya yöneliyor. Bazı hastanelerde bir doktorun günlük muayenesi 100’ü buluyor.
Muayene süresinin kısalması randevu için bekleme süresini kısaltıyor, ama yoğunluğu arttırdığı için doktor-hasta ilişkisindeki güven ortamını bozuyor.
Kısacası…
Güven ve vicdana temelli sağlık sisteminde doktorlar da, hastalar da mutsuz oldu.
İşte bunu önlemek için kaliteli muayeneye yetecek süre düzenlemesi gerekiyor.
