Hem içeride, hem dışarıda olanları anlamanın yolu: Siyasete teopolitik bakmak gerek!

DR. GÜRSEL DÖNMEZ
DR. GÜRSEL DÖNMEZ

Gerçi… 1 Kasım’da sandıktan güçlü iktidar çıkmasından bu yana sükûnet var, ama iç siyasetimiz aslında polemik ve çatışma üzerine kurulu. Dünyadaysa bambaşka bir döneme girildi.
Üstelik…
Uluslararası arenada terör eksenli yeni bir siyaset anlayışı ve akımı ortaya çıktı. Bunu da en çok bölgemizde, yani Ortadoğu’da hissediyoruz.
Hatta…
Ortadoğu’daki kavganın gürültüsü Avrupa başkentlerindeki patlamalardan duyuluyor. O saldırılar topyekûn mücadele adı altında yeni savaş türlerini gündeme getiriyor.
İşte…
Bütün bu olan biteni, Başbakanlık Başdanışmanı ve Dış İlişkiler Başkanı Dr. Gürsel Dönmez’le konuştuk. “Şu meşhur düğmeye yeniden mi basıldı?” dediğimizde, çarpıcı bir değerlendirme yaptı.
Dedi ki:
“1989’dan itibaren özellikle kıta Avrupa’sında başlayan hareketlerle dünyanın kimyası, fiziği, hatta metafiziği büyük bir değişim-dönüşüm geçirmeye başladı.”
Devam etti:
“İki kutuplu dünyadan darmadağınık dünyaya hep birlikte geçtik. Sıcak sonuçlarını Körfez Savaşı’yla hemen yaşadık. Daha sonra Balkanlar karıştı. Ardından Körfez Savaşı ve Irak’ın yeniden karışması geldi.”
Şu yorumu yaptı:
“Eski düzenden yeni düzene geçilirken düzensizlik aşamasında dünya hala yolunu bulmaya çalışıyor. Çünkü yeni düzen küresel anlamda oluşamadı.”
Bu noktada…
21. yüzyılın adeta Amerika’da İkiz Kuleler’e yapılan saldırı ile başladığını vurgulayıp öngörüsünü açıkladı:
“Yaşadığımız ve yaşayacağımız yüzyıl, uzun krizlere gebe gözüküyor.”
Şunun altını çizdi:
“Finansal fay hatları da, siyasal fay hatları da çok hareketli. Gelişmeleri bu yönde okumak lazım. Sonra da uluslararası literatürde ve siyaset biliminde çokça kullanılmayan bir başka kavramla bakmak lazım.”
O kavrama işaret etti:
“Yani, teopolitik bakmak lazım. Yoksa olanları anlayamayız.”
Şunu da ekledi:
“Eğer teopolitik bakamazsak bugünkü Suriye’yi anlayamayız. Çerçeveyi netleştirmeden İsrail’in konumunu göremeyiz. Aynı şekilde İran’ın Ortadoğu’da aktif olma sebeplerini bilmek istiyorsak da teopolitik bakmak zorundayız.”