Siyasette yeni dönem: Sosyal medya gücü kadar etki alanı

7 ay önceydi… İstanbul’da, Taksim’deki Gezi Parkı’ndan başlayan çevre kaygılı direniş harekatı bir anda ülkenin dört yanını sardı.
Başlangıçta…
Organize hareket değildi. Fakat sosyal medya olarak adlandırdığımız Twitter ve Facebook ile büyüdü. Daha doğrusu, kitleler bu yolla organize oldu.
Gezi olayları her açıdan Türkiye’nin bundan sonraki gidişatı için dersler verdi.
Bunlar arasında, toplum üzerinde etkin olma sürecinin sosyal medyaya kayması öne çıkıyor.
Nitekim…
Adalet ve Kalkınma Partisi bu dersi alıp hemen harekete geçti ve teşkilatlarına twit zorunluluğu getirdi. Gezi olaylarından beri tüm il ve ilçe başkanları günde en az 20 twit atarak topluma mesaj veriyorlar.
Hatta…
Sonuna doğru gelinen aday belirleme sürecinde de sosyal medya önemsenen etkinliklerden biri oldu.
Nitekim…
İçinde bulunduğumuz süreç de bunu doğruluyor. Daha doğrusu iktidar, öncelikle AK Parti teşkilatlarının bilgilendirilmesi ve sonrasında da toplumdaki kara propagandaya karşı propaganda geliştirilmesi gibi psikolojik alanda zemin tutma anlamına gelecek etkinliği şu sıralar sosyal medya üzerinden sürdürüyor.
Bu ortamda…
Zaten var olan tepki cephesi sosyal medyada etkinliğini sürdürürken, Gezi Parkı eylem ve olaylarından ders çıkaran AK Parti teşkilatlarını da son iki gündür sosyal medyada çok etkin görmeye başladık.
İlk günkü tedirginlik ve suskunluk hemen atlatıldı, karşı tezler sahaya sürüldü.
Operasyon, soruşturma ve sonrasındaki süreçler neler getirir onu elbette ilerleyen zaman gösterecek. Ancak şu üç nokta bir kez daha ortaya çıktı:
Siyasette etkin ve belirleyici olmak isteyenler sosyal medyada da etkin ve belirleyici olmak zorundalar.
Çünkü…
Partiler ya da belirleyici olmak isteyenler artık sosyal medyadaki etkileri ve güçleri oranında hedeflerine yaklaşabiliyorlar ya da ulaşabiliyorlar.
Dahası…
Siyaset anlayışıyla birlikte, siyaset yapılan zemin de değişti.
Görünen o ki, bu değişimi yakalayamayanların işi çok zor.