Çankaya yollarında “Gül dikenleri” çıktı

Bir ay önceydi… AK Parti Kurultayı’nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan önümüzdeki süreçle ilgili hedefini Çankaya olarak ortaya koydu.
Gerçi…
Konuşmasında “partili Cumhurbaşkanı” ifadesi kullandı, ama 2014 seçiminde Başkan ya da Yarı Başkan olarak yoluna devam etmek istediğini belli etti.
O gün…
Gül’e başka bir görev verileceği varsayımından hareketle “Erdoğan’ın önünde sorunsuz bir yeni hedef yolu açıldığı” şeklinde yorumlar yapılmıştı.
Fakat…
1 Ekim’de TBMM’nin açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ülke yönetimiyle ilgili bazı kaygılarını ortaya koyup, hükümet görüşüyle ters uyarılarda bulunması “Bu yarışta varım” mesajı olarak algılandı.
Yeni dönemin yeni hedefiyle ilgili ilk şaşırtıcı durum o gün çıktı.
Bugün ise…
Yine Başbakan Erdoğan için Çankaya yollarını ilgilendiren ikinci şaşırtıcı durum söz konusu. Daha doğrusu, Çankaya yollarında Gül dikenleri çıktığını söylemek mümkün.
Çünkü…
Son iki günde yaşanan gelişmeler böyle bir izlenim verdi.
Ayrıntıları haber sütunlarında var… Cumhuriyet Resepsiyonu sırasında gazeteciler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le konuşurlarken Ankara’da ortaya çıkan “yürüyüş gerginliğini” soruyorlar… Gül bu soruya “Ahmet’e sorun” cevabı vererek Basın Danışmanı Ahmet Sever’i gösteriyor…
Sever ise gazetecilere, “Cumhurbaşkanı’nın Ankara Valisi’ni Çankaya’ya çağırıp gerginlik olmaması için esnek davranılmasını ve direniş olursa barikatın açılmasını istediğini” söylüyor.
İşte…
Bunun üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı açıklama önümüzdeki süreçle ilgili önemli bir işaret özelliği taşıyor:
“Bu ülkeyi çift başlı yönetimle bugüne kadar getirmedik. Bundan sonra da çift başlı bir yönetimle bu ülke bir yere varamaz.”
Bu sözlerden…
Başbakan Erdoğan’ın hükümetin yetkisini paylaşmaya niyetli olmadığı anlamı elbette çıkarılabilir. Aslında verilen cevabın anlamı da bu. Zaten açıklamada hükümetin görev tanımı da var.
Ama…
İlerleyen süreçte Çankaya hesabı hedefli yeni gelişmeler, ya da yeni yeni konularda farklı bakışlar göreceğimiz de anlaşılıyor.
Üstelik…
Siyasette bugüne kadar hiç ayrı düşmeyen ve hep birlikte yürüyen Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan arasında ortaya çıkan bu yaklaşım farkı ilginç bir şekilde, AK Parti’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002’nin, yani iktidardaki onuncu yılının üç gün öncesinde yaşandı.
Bu da ilginç bir rastlantı oldu.