CHP’de bir sürpriz karar da Irkörücü’den: Kaleli ve Bozbey’i eleştirdi, aktif siyaseti bıraktı

Daha “Saatçi Ali” olduğu günleri de biliyoruz, SHP’de siyasetin peşinden koştuğu ilk günleri de… Yönetim kurullarında görev aldığı günlere de tanık olduk, CHP’de ilçe başkanlığı yaptığını da gördük. Milletvekili adayı olarak performansına da tanıklık ettik, Parti Meclisi Üyesi olarak belirleyici konumunu da izledik.
Onunla ilgili düşüncemizi bu sütunlarda zaman zaman paylaştık:
Ali Nihat Irkörücü, CHP’de siyaseti en iyi bilen isimlerden biri.
Ayrıca…
Düşündüğünü söyleyen, inandığını yapan özelliğiyle siyaset rüzgarını hep göğsüne yedi. Bu nedenle seveni de, kızanı da çok oldu.
Dahası…
Takım oyuncusu olarak sorumluluk üstlenmekten hiç çekinmedi.
Nitekim…
Pazar günü yapılan kongrenin öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmeler üzerine sorumluluğu üzerine alan bir yaklaşımla aktif siyaseti bıraktığını açıkladı.
Dün gönderdiği sürpriz açıklamaya, “CHP Bursa  il örgütünde geçtiğimiz pazar günü yapılan il kongresinde ve öncesinde yaşanılanlar, gerçekten CHP’li olanların yapacağı ve kabul edeceği davranışlar değildir” diyerek başlıyor.
Sonra da…
Genel olarak bugünkü CHP fotoğrafı yansıtıyor.
Yansıttığı fotoğrafta eleştirdikleri, hatta suçladıkları arasında “hırsı aklının önüne geçmiş” dediği Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli de var, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de.
Şu satırlarda ise kongre gözlemi yer alıyor:
“Seçimlerde başka partiye oy isteyecek ve oy verecek kadar CHP’ye kin duyan gözü dönmüş belediye meclis üyeleri genel seçimlerde ortak davrandıkları  yandaşlarını CHP’de etkin görevlere getirmek için Belediye çalışanlarını tehdit edecek kadar yüzsüz davranabilmişlerdir.”
Tespiti şu:
“Bu süreç; siyaset birikimi ve örgüt deneyimi olmayan, kişisel kin ve nefretini saklayamayıp partideki görevini ve gücünü bunlar için kullanan bir üst düzey yönetici ile üzerinde etkin bir örgüt gücünün olmasını hiçbir zaman istememiş bir yerel yöneticinin işbirliği sonucunda gerçekleşmiştir.”
Ardından…
Kongrede Gürhan Akdoğan’ı desteklediğini vurgulayıp, yönetime önerdiği Ceyhun İrgil olayına açıklık getiriyor:
“Bir emrivaki varsa bu benim tarafımdan yapılmıştır. Kendisiyle o sabah 3 kez telefon ile görüştük. Listeye gireceğinden bilgisi olmadığı doğru değildir ve kendisine benim tarafımdan bizzat söylenmiştir.”
Şöyle devam ediyor:
“ Kongre salonunda listeler okunduğunda bir sorun yaşanmamış, ancak o işbirlikçi yöneticilerin (yerel ve genel) tepkileri ve tehditleri sonucu sayın İrgil istifa noktasına gelmiştir. Bu tehditlere kongre salonunda onlarca kişi şahit olmasına rağmen bugün üzüntülerini bildirecek kadar küçülüp alçalabilmektedirler.”
Kendi durumunu şöyle değerlendiriyor:
“22 yıllık siyasi yaşamımda hiçbir zaman sorumluluktan kaçmadım. Sayın İrgil’in listeye yazılması sorumluluğu benimdir. Sayın İrgil’e konuşmamızda, ‘Eğer istifa edersen ben de gereğini yaparım’ demiştim. Şimdi o sözümü yerine getiriyorum.”
Kararını ise şöyle açıklıyor:
“22 yıldır bir çok kademesinde görev yaptığım CHP’deki aktif siyasi hayatımı burada noktalıyorum. İhanetlerden bıktım, çok yüzlülerle birlikte anılmak istemiyorum. İnsan onuru her şeyin üzerindedir, onurunu yitirenlerle anılmak istemiyorum. Siyaset her şey değil, siyaseti ranta dönüştürenlerle birlikte anılmak istemiyorum.”